ÇARESİZLİK
dudakların kurumadı mı
saklarken göz yaşlarını sesin soluğun kesilmedi mi çaresiz kaldığın zaman kuruduğunda boğazın hançer gibi keskindi keskindi hıncın acın dilin söyleyemedi bir şey tanımadı aşkı bulamadı sevgiyi sevgiliyi Soramadı birine Yolunu sonunu aşkını aradı varamadı Çaresizlik ölüm sehpası üstünde yeniden acıydı gözlerimde ölüm sorgusu haşa düş değil, aşna fişna asla topraktaki yaş benim nefsim asılmadım sakız oldular dil konuşamadı kimlik olsa ne yazar suç olmasın dediğin ahlak içeride kalmadıktan sonra başkasının insafına acılarım doğrulur tadım gelir yerine acılar hep aynı |