kimin bağırsakları
sen bmw’den bahsediyorsun, benim aklım kıta olmuş
aç çocuklarla bir baba geçse diyoruz, adı noel olsa bileylediğim bıçak batsa bir ete, boşa gitmese sivriliğim -öp diyorsun beni -bak kuşlar diyorum Joplin’in soğuk cesedine tünemişler seni kıracağım için şimdiden üzgünüm bebeğim ruhundan ruhuma bağlanan dünyanın bağırsaklarını gördüm uzun bir yol hikayesiyle başlayıp Jack Kerouac’ın yazdığı kitapları biliyorum, seni sevmemem savaş çıkartabilir ölebilir. hiç tanımadığımız askerler son nefesinde bunu anneme ver diyebilirli bir mektup gönderebilir. seni kuracağım için şimdiden üzgünüm bebeğim. rujumdaki tat, eski bir musikiden çok, çok öpülmüş paslı bir demir gibi yakışıyor yüzüme rimel bir başkentin adı olmalıydı ki yok öyle bi’şey ojelerin kardeşçe yaşadığı sepetler üstelik bedavaya yakın yaşıyor şimdi satın alanlar. hatırla Selanik’e M.Kemal’in evine atılan bombanın gürültüsü taksim’e ulaşmıştı. Ara o sıra deklanjöre basıyordu ki şimdi çok Rum geçti bu hikayenin üzerinden Ara’da cafe açmış bebeğim bir bankanın yanında. kuracağım cehennem var, birkaç tnt kalıbının üzerinde yiyeceğim akşam yemeğimi bazı fitillerle yaktığım sigaradan eminim tatmak istemezsin. seni sevmem bir ihtimal kadar uzakken bana iklimlerin değiştiği yalanını, dünyanın döndüğünü, kuzeye gittikçe yine kuzeye varıldığını, anlatma lütfen. cehennemde montumun yakasını kaldırmam gibi bir şey bu. |
ne kadar özgün bir kalem yakaladım
çok çok güzel
harikasınız
devammmmmmm....