İşkembe Çorbası
Yayında mıyız?
Kamera ruhuma lütfen. Telaşsız bir yakın plan… Bir kadın içimdeki sokaklarda dolaşıyor, çaresiz Sayfalarımı karıştırıyor, yüzünde tövbesiz bir film karesi Saçlarıyla yazıyor gece yarılarını Ama ben hiç görmedim onu ağlarken Bir kadın tenimde ip atlıyor, uyuşmuş çocukluğuyla Çok yoruluyor, terliyor, biraz sözcük içiyor gözleriyle “İster misin biraz gözümün maviliğinden? Diyor, muzipçe “ hayır “diyorum, hamlaşmış kibarlığımla “alırsam bir daha bırakamam o rengi tarihimden” Bir kadın, çözemediğim cümlelerimin üstünde dalgalanıyor Merak ediyor, isyankar koridorlarımın nereye çıkacağını -can- yeleksiz dolaşma diyorum – zemin havasız Kalbimden tutamıyor bir türlü, kayganlığından Sonra çaresiz yavrularını beslemeye gidiyor, dilsiz yamacındaki yuvasına Bir kadın, Hızlıca çarpmaya kalkışıyor düşlerime, tam gaz, gözü kara Sanıyor ki kanı duracak o masalların Dudağıma biraz kala duruyor, aklanıyor pişmanlığıyla İsterdim ki, bir kadını uçurumdan atlamamaya ikna edeyim Cebimde sakladığım birkaç cümleyle Seçebilir miyim martılardan dilsiz olanı Kalbime en yakın uçanı İki yaprağın valsi Her sonbahar, doğumu müjdeler Kocaman gözlü ağaçlar ülkesinde Kadın ve rüzgar, İkisi de tenimi deliyor Bir kadınlar Bir bir kadınlar Bir bir saydım hepinizi Bana bağışladığınız adaklarınızı İtiraflarını gözyaşlarında saklayan kadınlar Us.lu dilekleriyle uzatıyorlar ellerini egolarıma Buğulu dualarla, acılarını dindirmeye çalışan sevgi kahinleri Mum ışığında şiir seviciler Hepinizin acılarına gizli tanığım… Yayında mıyız? İşin özü, ben işkembe çorbasına bayılırım Oktay Coşar |
Her sonbahar, doğumu müjdeler
Kocaman gözlü ağaçlar ülkesinde
bu dizeleri çok sevdim,
ve sürpriz finali,
şaşırtmaca gibiydi ama gerçekti,
düşlerin arasında katı gerçekler de güzel gidiyor..
tebrikler,
selâmlar..