Terkeden Prenses'e...
Prenses’e...
Tarihini unuttuğum bir geceydi seni düşelerde sonsuz kılmıştım, ve aynı geceydi,tüylerini okşadığımız o tatlı kuş misali uçup gitmiştin bilmediğim bir kente..! Çok aradım ama sana dair bir ize hiç dokunamadım, kimlere hangi kente aitsin prenses. Çok geç olmadan öfkeyle esen fırtınalarla yolla saçlarının kokusunu, tarif edemediğim gidişinle,kan revan içinde uyandırdığın hala etkisinde kaldığım rüyamsın artık. belki ölümdür yokluğunun çaresi belkide unutmaktır, eğer unutmaksa yapamam biliyorum unutamam geriye kalan ölümse korkuyorum, hayır ölümden değil prenses seni rüyalarımda görememekten çekiniyorum... ezberledim senin döneceğin yok, olsun sevmekten vazgeçemiyorum seni sevmeyi yazıyorum kalemim bir hayli huzursuz her harfin gözyaşlarını görür gibiyim intihara sürükleyen kelimelerim artık sitemli, kıskanıyorum prenses, o kentte oturduğun kaldırımları, bastığın toprakları, kirpiklerini ıslatan yağmurları, ve en kötüsü, umursamaz tavırlarla yanından geçen, tanımadığım insanları kıskanıyorum, onlar bilemezler, karşıdan emin adımlarla gelen kadının nefes alışı bile bir bedeni hayata tutundurduğunu, onlar tahminde edemezler ki, karşılaştığı prenses uğruna ölmeyi göze alan yalnız bir adam olduğunu, sensizliği yazıyorum sevgilim, kelimelerim neşter gibi okumanı isterdim, seninde her gece uykusuzluğu yaşamanı isterdim, güle güle prenses bir şiir daha sensizlikten heba oldu, kalp yine kelimelere ağladı... uyuyorum; yeniden rüyalarda buluşmak dileğiyle hoşça’kal, hoşça’kal gözyaşlarında hayat bulduğum kadın hoş’ça kal terkeden hoşça’kal yaşananlara rağmen hâlâ en çok sevilen. Mehmet Ali KILINÇ |