Kıssadan ŞiirNe tuhaf... Gönlüm seğiriyor... Aşk mı gelecek? *** Gece, ufuk çizgisini, üzülerek iteledi. Sanki daha uzaklara gitmek ister gibi... *** - liyorum. / leniyorum. = dağıt sancıyı. Ki toplanabileyim sende... *** Bir leylağın rengi kadardı ilişkimiz... Kokusuyla kaybolan mevsimler gibi... *** Edebi kaygılarımdan çok edepsiz kaygılarım var... *** Premature şiirler acil kuvöze konmalı. Serum yoluyla duygu ve oksijen takviyesi verilmeli. Bulunduğu sayfanın pencereleri periyodik olarak havalandırılmalı. Belki de iyi bir okur refakat etmeli. *** Bir harf hatasıyla kaybettim seni... "Kal" diyeceğim yerde, "Lal" demişim... Aşk yapayım derken göz çıkardım... *** Balkonumda ipe mandalladığım duygularım... Güneş görmeli... Sevgi görmeli... Yıldız görmeli, bulut görmeli... Efil efil oynaşmalı deniz yeli onlarla... Yeni bir aşk için giymeliyim her birini... Misler gibi yundular ne de olsa... *** Bu gece, ne silkelesek, düş tablasına... Aşırı dozda şiir alan bir şairin, son şiiriyle altın vuruş yaparak, yazım hayatına son vermesi gibi... Oktay Coşar |
Ki zaten yukarıdaki şiirin sahibi de epey hazin bir hezeyan anı yaşamış. Hoş hayatın hepsi böylesi birt andır ya da böylesi anlardan mütevellittir, zira elde kalanlarımız bun'lardır işte..
Şiir içbükey olunca şiire şerhi anlamak zorlaşıyor, ben gariban bir okur olarak, konkav değil konveks şiirleri severim, her ne kadar dışbükey yazamasam da:)
İfade edişte anlaşılırlık gözetildiğinde bu içbükey hallerin şiirleri daha manidar oluyor elbette. Konkav dediysem tamamen kapalı ve anlaşılmaz değil elbette..
Şair mısra mısra güçlü olması gerektiğinin bilincinde olunca şiiri okumaya başladığınızda sizi sarıp sarmalayn havasına kapılıyor ve kendinize çeki-düzen veriyorsunuz cebren..
Şairler duygusal insanlardır evet, bu sitede nadiren rastladığım ve zaman zaman değindiğim bir konuya yeniden ukala bir eda ila değineceğim müsadenizle:) ( bu eda komşu kızı edadan çok başka bişeydir biline..)
Nadiren rastladığımız "gerçekten iyi şiir"... değindiğimzi konu ise karışık ve kimi zaman itici, zaten itici bulanın şiirine de sayfasına da bir daha gitmiyorum:)
itici olan şu ki, marcel diye bir kalem var burada, şahit olduğum, severk okuduğum, zaman ayırdığım.. ama gel gör ki o da piyasanın nabzına göre davranıyor, ya da burası şalgam pazarı arkadaş burada cevher satamam deyu iyisini kendisine saklıyor, posasını bize satıyordur.. ( böyle olması temennimizdir biline ) piyasa: şairler sadece duygular, salnımlar yaşarken mi yazarlar! sadece aşk-meşk-ayrılık gibi konularda mı yazarlar?!
Daha ciddi bir cümleyle ; dünyada olan bitene üzülmek, sosyal akışın feleklerden veya dünya merkezlerinden yapılan karıştırmalarına kızmak veya çekilip bir arka mahallede sıradan insanın efkarlanmalarını kelimelere dökmek gibi bir konu daraltılmasımna mı mahkumlar?
ki insan vardır şiirin önünde, arkasında berisinde.. olmalıdır da!
o zaman neden ağlama noktalarındayız, ironi yaparken de, mizah yaparken de ağlama noktalarında gezinmesi şairin - ki şair bu kadar geniş açılımlı bir kaleme sahipken - doğru mudur?..
Ha!.. şiir kötü müdür, asla, oldukça iyidir ki bu kadar feveran..
Şiir şairin şarihi, ruh halini aldık, anladık, empati yaptık sempatik bulduk ve saire..
Şair şiirin sahiri olmuş; şerhin sahiri.. sihirli bir nazarlar ile kendisini ve hayatını temaşa eden bir sihirbazdır zaten şair..
ves-selam..
şiiri sevmesem asla gülümsemezdim sayfada:)
eyvallah..