ÖZGÜRLÜK NEREDE
bir damla gözyaşının dua gibi
süzülüşündeydi özgürlüğün anlamı, ya da gizliydi küçük bir tebessümün ardındaki büyük sevinçlerde. belirirdi bir çocuğun beslenme çantasından çıkardığı bir parça ekmeğin arasında, ya da soğuktan elleri kızaran bir çöpçünün yırtık beresinde. bazen bir kahvehanenin tavşan kanı çaylarında eleverirdi kendini, ya da bir bakırcının eskimeye yüz tutmuş satılmayan semaverlerinde; bazen de fırtınaya tutulmuş bir teknenin güneşi bekleyen kaptanının bakışlarında, ya da güneşten bunalmış bir pamuk işçisinin yağmur bekleyen fısıltısında. muhakkak bir yere gizlenmişti bu özgürlük. ama nereye? ya sobe oynayan çocuklardan kaçıyordu, ya da bebeğine zorla mama yedirmeye çalışan bir annenin yalancı şirinliklerinden. ya bir gardiyandan korkuyordu onu hapsedecek diye karanlıklara ya da saklanıyordu eli kanlı bir katilden. muhakkak bir yere gizlenmişti bu özgürlük. ama nereye? bir şairin sözcüklerinde miydi, yoksa bir matematikçinin çözülmeyen denklemlerinde mi? çöllerde suya mı dönüşmüştü, yoksa kutuplarda güneşe mi? muhakkak bir yere gizlenmişti bu özgürlük. ama nereye? umutların tükendiği bir anda intihar kızılı bir gecenin ayazında gösterdi gerçek yerini. meğer bizim özgürlüğümüz hep duruyordu yârin gamzelerinde |