SEBEBLERİN SEBEBİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Notlar|
*Sebeblerin sebebi (celle celalüh) müsebbibul esbab *Satır --> Kesici alet *muarız--> ikilem *Haşmet --> görkem * Haşyet --> korkma, ürperme * El-ilah--> yaratıcının şanı yüce- Allah- isminin, açılmış şekli ( Al-(i)lah, el-ilah) *Elpençe -->namaz kılarken kıyamda sağ elimizin duruşunu göz önüne alırsak durumu şöyle analiz edebilir miyiz? Naçizane yorumum: İlahımız!, elllerimiz pençe gibidir, kudretlidir, gerektiğinde senin yolunda aslanlar gibi çarpışırız fakat senin huzuruna gelince! ; keskin tırnaklarımız içine çekilir, boynumuz bükülür, dahası rükuyla belimiz bükülür, kudretinin büyüklüğü karşısında hemen secdeye kapanıp yerle yeksan oluruz… Teşbihte kusur aranmaz derler ama haşa yanlış bişiler söylediysem düzeltmenizi rica ederim . Veyl --> vay haline , yazıklar olsun.. fe-VEYLün lil musallin: vay haline (maun suresinde belirtilen sözüm ona Müslümanların! kıldıkları gibi ) o namaz kılanların.. Allah bizi gösterişten ve her türlü münafıklık alametinden korusun..
Her satırımla vurdum küfrün boynunu
Hep suratına çarparken, iblisin pis oyununu.. Kimse mi bilmez; ‘sebeplere sebeb’ var? Azametine perde sermiş, o kutlu Yar! Tanrı dediğin, doğa yasalarıysa eğer ?! Bil ki kadı masasında duran kanunu bile bir yazan var.. Melek ve şeytan etsin ‘akıl meydanında’ münazara, Ta yol verilmesin kalbi kemiren hiçbir muarız-a.. En pis yaratık o ki: Bakan kör, görmez asarda haşmet.. Zül Celal yedi düveli sallandırsa, duymaz haşyet!... El-ilah; görmeli seni her göz, Kör etme.. Aynel yakin buldur, istidadı köreltme, Her vakit divanda el pençe ; nolur bize veyl etme! |