SAÇLARINDA
Seni saçların uzunken sevemedim.
Erkendi belki daha Senin sen, Benim ben olmamız için. Belki de geçti her şeye; Geçti seni bulmam için, Geçti beni görmen için; Geç kalmıştık birbirimiz için. Olsun! Erkendi-geçti.. Sevmeme ne engel? Saçların kısayken de güzeldi, Saçların kısayken de güzeldin. Şimdi saçların uzamıştır yine. Beline varmasa da dökülüyordur sırtına, Göğsünün üstüne. Pişmandın kestirdiğine; Yüzün gülüyordur şimdi. Saçların uzun ya artık; Hani tam sevme zamanım seni. Zamansız bir zamanlama oysa Çözdü parmaklarını Tutunmaya çalışan kalplerimizin. Sen uçurumun tepesinde, Ben..? Düşüyorum! Birleşmez bir daha ellerimiz, Biliyorum. Tek yolu bir araya gelmenin Senin de atlaman aşağı, Ardında her şeyi bırakıp. Ve kenetlendiğinde parmaklarımız Ya dipsiz cehenneme çakılacağız Ya da kanatlanıp Cennete uçacağız. "Fifti-fifti" kabacası. "Yüzde yüz"ü kaçıranlara İkinci ve son fırsat. Biraz riskli ama Belki denemeye değer. Yok, kaldırmazsa yüreğin Bu iniş-çıkışı, Düşüyorum, Bir bak aşağı; Belki seyretmeye değer. Çarparken bedenim Acımasızlığının kayalıklarına Ve unufak olurken kemiklerim Ben çoktan kanatlanmış olacağım yanına. Görür müsün bilemem; Emin değilim. Yaşarken göremedin, Şimdi nereden göreceksin? Ama mesut ol! Acımayacak hiçbir yerim. Çünkü ben Kalbimin ömrünü saran acısının Uyuşukluğu içindeyim. Onu aşıp, canımı yakacak ne olabilir? Haksız değil miyim? Kuşkusuz biter az sonra bu düşüş. Kıyamam, Kapat gözlerini. Her şey rüya sana, Her şey düş; Kâbusun olup bölmeyeyim gecelerini. Sen uyu, Ben öperim gözlerinden her gece. Alırsın dudaklarımın nemini; Önce gözlerinden, Sonra burnundan, En son alnından. Sonra da örerim saçlarını, İki yanından yatırırım omuzlarına. Sabah uyanınca Bil benim yaptığımı; Şaşırma! Git, yıka yüzünü minicik ellerinle. Yüzüne çarptığın suda olacağım; Pencereyi açıp içine çektiğin nefeste. Tertemiz gireceğim içine Ve bütün kirlerini Söküp alacağım hayatın, Zift karası çıkacağım güne. Ferahlanınca için, Bu sefer, düşeceğim aklına Gayri ihtiyari. Sonra akacağım gözlerinden damla damla; Sileceksin, bulaşacağım ellerine... Ve dudağına tuz olacağım sonra... Bu böyle devam edecek. Sen boş ver, Bak yaşamana. Önünde uzun yıllar var. Saçların daha da uzayacak. Önce düşecek beline, Sonra yere varacak. Ardın sıra gelip Tutacağım ucundan saçlarının Ki sürünmesinler yere. Kıyamam saçının tek teline, Kıyamadığım gibi gözlerine. Kapat haydi, uyu; Görme sensizliğimi, Görme yokluğunda parçalanan benliğimi. Uyu, dal derin uykulara Belki rüyalar getirir sana Peşinden koştuğun saadeti. Ben bir rüya gibi, Her gece, Gelip, işte aynen böyle Önce gözlerinden, Sonra burnundan Ve en son alnından öpüp Tatlı rüyalayacağım seni. Haydi şimdi ben gibi, Yokluğum gibi sarıl yastığına. Saçların... Ne güzeller hey hat, ne uzun! Saçların gibi uzun ve güzel geceler sana. İyi geceler meleğim; Doğacak bensiz, Doğacak nice sabahlara... İyi geceler..! |
şiirin talihsizi olurmu deme...
güzelin talihsizi gibi işte...
harikulade etkileyici ve iç yakıcı...
tam puan helelinden gönül rahatlığı ile...