kayıp erenlerin dergahı...hakikatin sesi kopar geceden karanlığa mahkum olmuş bedenleri bir titreme alır can sıkıntısı ruhu manasızlıktan günahların içine çeker insan ya varım der secdeye kapanarak ya da şeytanın maskesini takınır meyhaneciye yalvararak ------doldur hakikatin sesini boğan vicdanı ayyaş edecek çirkinliği kadehe ya… maddeden sıyrılıp manaya açılarak kainata sultandır dilinde şükürden bir mabet ya da… şuursuz bir maskara soytarısı nefsin dizlerine kapanarak içmek kendini bulmak olmuş şuursuzlukta kaybetmek varolamaktır manevi boyutta diz dize gelmiş gerçeğin sakinleri kayıp erenlerin secdegahında dünyayı ebedi sanmış kimileri kanmış aşk denen Mevla’dan yoksun Leylalar’a ebede namzet olmuş birileri boyun bükmüş büyümüş tevazu dergahında hakikatın sesi kopar geceden ----ey insan nedir bu nisyan gök kapıları açılır durma ilerle yolda kalan sağır ve manasız inanan da varır inanmayan da bu menzile… |
can, anlayana ağırdı bu dizeler...
silkinmden rahat etmez, mıh gibi oturur, oturmalıda...
yoksa heyhat... vakit elimdir, zelildir vakit....
saygı ve selam ile...