Gördü Bu MilletŞöyle gel seninle geçmişi gezek Nefret duygusunu birlikte ezek Eskiden köylerde yanardı tezek Böyle günleride gördü bu millet Dinle anlatayım ben teker teker Unutma her hırsız hırsıza çeker Pekmezli çay içtik yok idi şeker Böyle günleride gördü bu millet Dedem de var hala dipcik yarığı Bu yüzden açmadı bir gün sarığı Aç kalınca yemiş tam dört çarığı Böyle günleride gördü bu millet Teyyare uçarken şaşkın bakardı Beyinlerde binbir şimşek çakardı Ev de lamba yoktu çıra yakardı Böyle günleride gördü bu millet Her şey yasak idi her şey batıldı Bilen var mı kaç yüz ada satıldı Kur-an’lar toplanıp ÇÖPE atıldı Böyle günleride gördü bu millet Şeker ve benzine olurdu kuyruk Korkuydu daima verilen buyruk Kafa kağıdında yazardı *uyruk* Böyle günleride gördü bu millet Zor olsada gardaş yine hezimet Haklıya hakkını götür teslim et Haneye yeterdi bayat* peksimet* Böyle günleride gördü bu millet Remzi der ki işte eskiden günlük Etin kokusunu hiç bilmez küllük Bebek bezi yoktu olurdu *höllük* Böyle günleride gördü bu millet Uyruk: Bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan kimse, tebaa. Peksimet: pişirildikten sonra dilimler hâlinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek. Höllük: kundakdaki çocukların altına bez yerine konulan toprak. |