Haziran Sevişmesi...
Aşk 123 numarada yaşardı…
Karadeniz’e nazır penceresinden, Yakamozlara bakar, Gülücükler saçardı… Bu yüzden en çok gülüşlerini sevdim, “Gel” demesini birde, Aynı sandalyenin üstünden, aynı şehre bakmaya.. Aynı sandalyenin üstünde, geceyi yakmaya, sabahlamaya.. “gel” demesini sevdim… Avuçlarımın içinde kayboldu yüzü, Öptüm ince dudaklarından, Dedim ki O’na; “Sol yanım” , “Sol yanımda yananım” “Sol yanımı yakanım” Seninim işte… Yak beni, Yak zavallı gövdemi, Bana ait ne varsa ben de, İçindekilerle beraber ateşe ver… Saç küllerimi pencerenden aşağı, Sabah rüzgârlarına kat…. Kalanlarımı topla gül yapraklarından, Beni saklında yaşat…. Dedi ki; “Herkes herkesi seviyor zaten, Ben istesem de sevemem Adam seni, Ben her sabah penceremi açtığımda, Ya da perdelerimi kapattığımda dünyaya, Ben olduğumda, Beni unuttuğumda, Benden kaçtığımda, Bana dokunduğumda…. Kâğıdın kaleme sevdası gibi, “Seni Hissediyorum ” zaten” dedi …. “Seni hissediyorum” “Seni hissediyorum” “Seni hissediyorum” Sabah güneşi okşarken yanaklarını, Ellerimle beraber, Dudaklarına dokundu parmaklarım, Susma dedim, susma bir daha söyle, Sustu… Susuşlarında kaldı aklım… ………………………… En çok “kal” demesi yaktı canımı.. Ben giderken “kal” demesi… Dilinin “tamam” derken, Gözlerinin “kal” demesi… Hata’ydı yazarken not defterine, Kalemin “kal” demesi, Kağıdın “kal” demesi… Terasta masanın yanında büyüyen çiçek, Altında kahvaltı yaptığımız dut ağacı, Ve 123 numaranın “kal” demesi, Yatağın, çarşafın ve sandalyenin, Pencerenin “kal” demesi…. Biliyorum, biliyorsun Sevgili, Tam da ilkbahar yaza dönerken, Tam da otuz Haziranda, Zor olur, yarım kalır hep böyle, Haziran sevişmesi…. (unutmayan) fthA… |