Şafağın Alaca Karanlığına İnat
Ruhum sitemi düğümledi dilime
Sustu yangına mağrur cümle içinde Asaletim bir kızılcık şerbete izin vermeden Duygularımı yükledi gönlüme ... Sustum.. Suskunluğum sessizliğin sesi oldu. Geçmiş günü beyhude yaşarken, bir gelmemiş an için de feryadım ile doldu taştı. İşte bu yüzden Size sunuyorum Gençlik hayallerimi Unutulan dileklerimi Kavgamın her andaki sevincini Suskumla kazanılacak adalet günümü. Deli yüreğim yorgun Sanırım artık durgun... Hani hep bir umut vardır ya Sabahın ilk ışıkları gibi. Yazıyorum işte artık hatıralarımı Duygularımdan yüreğime,dilime AKARKEN Ufukta sararan şafak üstüme SÖKERKEN Neden ama? Bu acımasız bilmece. Üzüyor beni bu yol ayrımları Coşkuyla dilemek isterdim dileğimi. Günün o ilk sıcaklığında Yeniden uyanmak yaprakların arasından Bir tomurcuk misali Yağmur damlasının bir şiir dansıyla... Şaire gönlümde ’Bendim’ dedirtmemek adına bende ki eski zaman kuğusuna... Mağrur ama mutlu kanat çırparken Daralan dünyasına kafa tutarken... ’Neyleyim bağlanmışım yere kanadımdan Ama boşuna olmasın bu çırpınmalar!’ Düşleyen; Düşünceler donsa da usumda inatla... Coşkuyla gülümser ruhum rahatça; ’Selam alacakaranlığı batan günüm şimdi hala güvenebilirsin bana !’ |
yürekten tebrikler