31
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1402
Okunma
Bırakın dıştakini içe bakalım içe,
Yetmiş iki fırkada azar azar göründük.
Kopamayız râm olduk fitneyi eken piçe,
Önünde takla atıp ayağına süründük
Batının kumaşından elbiseler düründük.
Dişimizi söktürdük dayandırdık azıya,
Hemence benzettiler çulsuz uyuz tazıya.
Tavşanla yarış diye bıraktılar yazıya,
Ezildikçe gururum sızılara büründük
Batının kumaşından elbiseler düründük.
Önce dili bozdular kopardılar bağımı,
Dilaçar’la yıktılar kelimeden dağımı.
Hamak diye yayılıp sallandığım ağımı,
Parçalayıp yırtınca obamızdan küründük.
Batının kumaşından elbiseler düründük.
Sıra geldi dinime her yerden Mehdi çıktı,
İnancımı put diye saldırıp hemen yıktı.
Allah diyen gönlümü karartıp hapse tıktı,
Hücreyi mektep yapıp iman ile öründük
Batının kumaşından elbiseler düründük.
Biz ki vatan çocuğu, gene yaban sayıldık,
Sırtımız sıvazlanıp gevşedikçe yayıldık,
Ağuyu şerbet diye içip içip bayıldık,
Sonradan aydık amma inim inim üründük
Batının kumaşından elbiseler düründük.
İsmail Süklüm
------DOSTTAN GELENLER-----
Eksik kaldı kumaştan, ağız kapatmak için,
Gazeteyle, Tv.’yle, şekil aldık ne biçim!
Dilim kilitli şimdi, gün gelir- gelir içim!
Zehiri yedirenler, kendisi kusar için’...
Eli mahkûm olanla, aynı renge büründük!
Denir ki: "Kral, Çıplak!"; "elbiseler düründük". .......kadiryeter
Şiirime değerli yorumlarıyla destek veren tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca tek tek yorumlarınıza cevap veremediğim için de özür diliyorum.
Saygılarımla.
5.0
100% (19)