Zaman damlası
Önce insan vardı
Tutunamayan ağacın tohumu Kelimelerini söylemek için damladı Annesine Birlikte büyüdüler içinde Bu yolculukta Keşfedilmemişti daha yalnızlık Ve açlık Gül Kurusunu Bırakmamıştı daha yüze Renkli bir kitaptı yaşam Kaderi siyah ciltli Fidandı Kitaptan damlayan Sayfalar açıldı Yeryüzüne Elbisesi deri Soğuk ölümü giydirdi Doğumla üzerine Dip notuydu Hayatın Patik Sevgiyle dikilmiş ilk yumak İlk renkle tanış Pembeydi Güzergâhın ilk durağı Zaman damlası ayakta başlamıştı İlkin Devamı siyah raylar Vagonlar yolcu beklemekte Her gelenin elinde bir ateş Küllendikçe yangın yüklemekte Dokuma tezgâhında ki Fırındılar Buzdağlarını ördüler Kalıp dışı Bir aşk hikâyesi yaktılar Kalpleri Duvardaki yazılarında atardı İsmet paşalıydılar Komşularımdılar Baharları erik kokardı ulaşamayacağım Evlerinde gizli gizli kitap okurlardı Yasaklı Ruhları vardı topraklarının Gün doğmadan aydınlanırdı karıncalara Emeği biriktirirlerdi aydınlığa Mektupları tutunamayanlara söylev Kiraz Kırmızı hayalleri vardı Bir mevsim olgunlaşmasını beklerlerdi meyvelerinin Akşam döner mi diye bekledikleri oğulları vardı Ölmeden gelmek ödüldü O zamanlar Eski kahramanların hikâyesini anlatırlardı akşamları Tek siyah beyaz televizyona sahiptiler Komşularımdılar Yoldaşımdılar Beklerim erik kokuları koksun diye yüreğime |
O damlada zerre olduk okurken.