etin terbiyesiet ete baktı etin kara seninki benden kara demedi ama tencereye demişlerdi çünkü tencere ateşi görmüştü hadi ateş değmeden eti terbiye et dediler ve eti kızgın güneşte bıraktılar sönmüş ateşin üstüne astılar acıya sardılar soguk kuyulara attılar acıyla yoğurdular olmadı süte bandılar olmadı kırmızıya çaldılar daha da olmadı "andolsun"diye seslenilenin yağına bandılar ve sonunda eti terbiye ettiler biz bunları geçelim hadi etini al gel tergime bugün etim terbiyesiz etini etimin üstüne koy örselensin örselendikçe sulansın suyu suyuna karışsın üst alt olsun alt üst olsun sonunda tuzlansın bozulmasın hadi etini al gel bugün etim terbiyesiz. |