NİNEMKüçük çocuk gösterdi, işte o bu odada dedi, Kapısını çalıp girdim, bir köşede oturuyordu, Sen’ min gelen Ahmet dedi, yanındaki yeri gösterdi Sonra göz altından baktı, kımıldarken yoruluyordu. Hasta ninem çok yorgundu, yardım için vardım yanına, Öptüm kırışmış yüzleri, derisi sarkmış ellerini , Berhudar ol torun dedi, çocuk çekti gitti yoluna, Yüzlerini ıslak gördüm, sakladı ıslak yenlerini. Aslında bakmak istedim, ninemin o yorgun hasta kalbine, Oysa kızdı otur dedi , aha dedi şuraya sol yanıma, Korktum diz çöküp oturdum , onun ağrıyan dizinin dibine, Onu neden getirmedin , dedi evde kalan benim hanıma. Gözlüklerini düzeltti, dikkatle benim yüzlerime baktı, Çoktandır görmedim dedi, bakıyorum birden sen yetişmişsin, Utandım yüzüm kızardı, vücudumdan soğuk terlerim aktı, Sen küçük ve çok sıskaydın, ama olgunlaşıp hemde ermişsin. Sana diyeceklerim var, benim bir ayağım aha çukurda, Bizim köylerde kalmadı, benim bildiğim kadar yaşıtlarım, Ben her gidene ağlarım, geçmişten anlatayım sana sorda, Ben göçmeden anlatayım, ne yapmış benim eski atalarım. Hiç unutmam eski yeri, eskiden yaban yerinde yaşardık, Malımız mülkümüz vardı, hepsi birden gavur elinde kaldı, O kurtaran savaş çıktı, ne var ne yoksa elde satıp savdık, Aylarca yol aldık geldik, fakat dedemizin mezarı kaldı. Bir Mustafa Kemal vardı, o sarı saçlı hem de mavi gözlü, Kemal zeki mi zekiydi, sert bakışlı ve de babacan yüzlü, Kemal sözünün eriydi, hem de çok bilgili ve doğru sözlü İşte bizi o kurtardı, bizleri mübadelede getirdi Babam bir çocukken gitti, düşmanları kovmak için askere, Şehit oldu dediler, kahpe kurşunu yemiş o göğsünden, Yiğit babam getirmedi, anı olacak bize bir tezkere, Gözüm yaşlı bakarım, son mektubunu öperim süsünden Hayatı bir, bir döküldü ,anladım ki dilinde bizim tarih, Ondan çok anı dinledim, oymuş asıl Anadolu fatihi, Her şey döküldü dilinden, gerçekti onun anıları sarih, Göç etse de o mutluymuş, anlatmştı o en doğru tarihi. a.yüksel şanlıer |
Yazan yüreğiniz var olsun.
Saygıyla kalın efendim