SANA GEL DEMEMsana gel demem bilemedim cennet mi cehennem mi gözlerin dipsiz kuyu gibiydi karanlık ve derin kelebekler vakitsiz giyerken ak kefeni eridi avuçlarımda ümitler boğuldu karanlıklarda aşk deli bir rüzgar esti sana dair ne varsa yıktı geçti paslanan yağmurlar sağıldı bulutlardan havada küf ve toprak kokusu zapt etti kumsalı zehir saçan zakkumlar küskün yakamozlar derinlere daldılar dolunaya inat kafam da çalmaz oldu tam tamlar kırlangıçlar kesti ateş dansını atmıyor yüreğim gümbür gümbür aklım karışık dilim dolaşık gönlümün içinde diken sırtımda kamburum sen olduğunu bilmeden diyordun ki; "Gel, Desen” aşk üstüne karalarken meramını desen desen zaman olmadı yar üşüttü haziranda yağdırıp kırağı uzaktan seyre bakarken ağyar sessiz çığlıklarla yaktı ağıtlar göründü yolculuğun son durağı durdurun zamanı inecek var bekleme sana gel demem nilüfer sarp__________haziran 2012 |
Bazı üstadlarımız serbest şiirde kafiye kullanımını hoş karşılamasa da ben hemen her serbest şiirimde kafiye kullanırım.
Tam benim tarzım dı, belki de bu yüzden çok beğendim.