AŞKÎ İZAHKeşke derdim kula açabilseydim Bilirim anlamaz yaralar beni Aşkın bâdesinden içebilseydim Bulmazdı attığım naralar beni Sevmeye hakkın var öyle dediler Seviyorsan durma söyle dediler Sevdik sonra şöyle böyle dediler Ayrılığa yazdı kur’alar beni Kerem olduk söylemedi Âşıklar Dalga geçti Aşk bilmeyen düşükler Kırmızı kesildi yeşil ışıklar Az kaldı yerlere sereler beni Yağmur gibi ince ince işledim Hicran durağında vuslat düşledim Ömür baharında gönül kışladım Sardı dört bir yandan karalar beni Dağlarıma karlar yağdı çok erken Yaş otuzu aştı gülüp oynarken Onbeş yıldır bugün yârındı derken Olmayan arzular pareler beni Herbir dalım kurumaya yüz döndü Ağaç kökten çürümeye yüz döndü Palandöken erimeye yüz döndü Coşmuşum eğlemez dereler beni Kerbela gibiyim çölde suyum yok Zalim umut olsa şükür payım yok Yusuf gibi Zindandayım, kuyum yok Yakup’un gözüyle göreler beni Aşkın çobanıyım dava güderim Yâr olmazsa ben bu canı niderim Canan diyarına göçer giderim Artık eğlemiyor buralar beni Sükûti kendinden bilir noksanı Bekler yaratandan nice ihsanı Dervişi, Âlimi, Ehli irfanı Acep hangi bab’da sıralar beni. SÜKÛTİ |
Yorum yapan ve beğenen Şair karşılığını da yorum olarak bekler...
...............................................Saygı ve selamlar..