Payıma düşen ayrılık
Ağzı varmıyor mısralarımın şarkılara küfretmeye
Düşük yapan heceler ülkesindeyim,firari bütün harflerim Ayna kırıkları batıyor gölgemin nasırlı ayaklarına Gözyaşımın tuzuyla besliyorum şehrimdeki fesleğenleri Kaldırım taşlarını söküyorum ucube kalbimin Ve bir harita çiziyorum uçsuz bucaksız Ara sıra şiirler yazıyorum.dilsiz,kulaksız Dibine kadar iniyorum en derin gölün bile Hiç tanımadığım bir devin gözlerinde boğuluyorum Hayal satıyorum bit pazarında üç beş kuruşa Senli hayaller çok satıyor bu ara Gazete küpürleri topluyorum havadisi bol Pullarda arıyorum fikrimin ikinci yüzünü Hüzünleri zarfa koyup postalıyorum Adresleri her seferinde ıskalıyorum Raydan çıkan trenleri durduruyorum ufacık ellerimle Bab-ı Ali yokuşunda yürüyorum yüzümde mürekkeple Lacivert akıyor kanı kırdığım bütün kalemlerin Damarları kuruyor dokunduğum nehirlerin Törpülü ellerini özlüyorum kimsesiz ölümün Saçlarını uzatıyorum zamanın, omuz hizasında Duygularımı kaybediyorum, bir trafik kazasında Elimde kör bir makas gökyüzünü kesiyorum Kumbaramda bir yığın yalnızlık biriktiriyorum Faturası kesildikçe her ay sonu günahlarımın Son iş gününe kalmadan fazlasını ödüyorum Ve salıyorum bu aralar bütün güvercinlerimi Üvezler ısırıyor aşkın dokunulmamış tenini Ecnebi bütün güneşler, oysa;himayemde yaz Bir kaç ayrılık düşüyor payıma İki üç kuru ağaç Sahipsiz dört ,beş kiraz |