KELEPÇE // BARON///bileklerimi sıkıyor çok sıkıyor/// Sana koştuğum günlerden bir gündü, vuruşurduk , tokuştururduk anlımızdaki izleri kanları birbirimize. Sen kaçardın pusu atardın, ben yakalardım, diğerleri seyre bakardı, anamız ağlardı, diğerleri keyfe dalardı, babamız yaşlanırdı. Yine sıktılar değil mi en sevdiğin dostunun kafasına ! Kanları üstüne sıçradı Kanları üstüne sıçradı Gözüne, saçına ,yüzüne ... ona sarıldın yine, yine , yine yeniden ve sonkez bırakıp kaçtın değil mi ? Sen ki kadim dostunu bırakıp gidecek adam mıydın ? sen ki !!! Neyse Peki kim sattı cesedini ,kim sattı ? kim sattı, cetini ? kimdi ,kimler ? Sen ki dostunu bırakıp kaçmazdın kekik kokularının ortasına. Kimdi o bırakıp kaçan adam peki ? //Sigara dumanından sokarlarda üç kilometreden mermiyi geceleyin sigarayı çok severdin değil mi// Ölüm alnında bir korkuluk, ölüm omzunu parçalayan bir mermi, ölüm para eder çok para, mayınlar ara, silahlar para, fukaranın çocukları para eder çok para ... Hadi vuralım yine birbirimizi keyfe dalsınlar, hadi sık sırayla sıkalım, bir sana bir bana olsun, hadi. Bırakıp kaçalım sonra ölülerimizi. Sen pusu at, ben roket yağdırayım. sen pusu at, ben en uç karakolda , ben en uç nöbet yerinde, vurulayım. Sen pusu at puslansın havalar, puslansın karanlıklarda ölüm saçan baronlar. |