MUHASEBEÇocuktum, Okul yolundan dönerken düştüm Dudaklara sığmayan esrara Kaldırımdan yürümeyi o zamanda bilmezdim Gitgide büyüdü yalın ayaklarım Öğrenemedim, Çocukluğumda kalmıştı ellerim Vadilerin serin hükümranlığını bilmezdim ama İnanmadım, Evlerin çatısından haykırmanın yokluğuna.. Akşam olduğunda ölümü düşlerdim Düşlerdim çünkü ölüm Yastığımın yüzündeydi.. Gözyaşlarım bir üveyiğin kanatlarına Rengini verendi. Ve bir gün ovalara akan Saygın nehirlerden yüz çevirdim Taştan, parya yollarda dağlı çiçekler İsimsiz aşklar edindim Aşk yaşanmalıydı, yorulsundu şarkılar Günlerce ateş taşıdım mataramda, Bir elim dudaklarımdan canımı aldı Katlandığım hastalıklı duman, Avcumda tüm vakitlerin yolsuz mesafeleri, Çöle yankısı düşmüş Sırılsıklam bir kuşun kanadında vurulmuş Yağmur neferleri. Kumlarla şarka giden Bir rüzgara kanmış yüzüm, eğilmiş. Ne günlere aldandık ya Rabbi, Kendi göğümde feri tükenmiş yıldızlar, Bu hoyrat ümitlerimiz Kalmasaydı bir kuşun kanadında Düşseydi raksederek kumlara. Bu sürgün ,bu kızgın Gözlerime dolan güneşin alnından Alıver artık siyahın en koyu rengini Sen dilemedikçe yok benim dilekçem. N’olur kaldır artık ellerimi.. Ve sonra Ortanca çiçeklerinin Rengine kaldırdım yaşamaktan vazgeçtiklerimin Halitasında yüzümü Sokağımdan geçerken gecelerin kuduz yalnızlığı Tütün kokusuyla çektim ağır silüetimi. Doğrularak fezanın kıvılcımlı sokağında Göğe doğru uzanan servi ağaçları dedim Dimdik durmak değil bunların meziyeti.. Abdülkerim Özgan |
Saygılarımla...............