HAYAT (...) (!)Karanlığın ortasında kayboldun sen; Gözlerin aslında görüyor ama görmüyor; Uzakları seçebilecek kadar şahinsin; Fakat yanı başında duranı da göremeyecek kadar kör, Ellerini uzattığında sadece sahte bir el uzanır sana; Tutmak istediğinde uzatır gibi yapıp aslında kandırmaktır amacı; Ben uzattım sana elimi; tutmak yerine düşmeyi tercih ettin. Gökyüzüne seni anlattıkça; Sanki tüm dehşetini toplayıp şimşekleri atıyordu yeryüzüne; Hadi bana yaşattıkların neyse de kainatın gökyüzüne ne yaptın ? Öyle haşim ve elemli rüzgar vardı ki hava da ; Hava bile ismini duydukça önüne geleni atıp götürüyordu Sanki senden uzaklaşmak istercesine; Sana yakın olanları, onlara zarar vereceksin diye… Koca adada tek bir ağaç kalmış hayata tutunmak için bekleyen; Gökyüzü ona sırdaş; Yeryüzü arkadaş; Toprak eşi olmuş… Bir ağaç kadar bile olamadın sen; Ben değil sen yan kendi haline… Elem dolu gözlerle bakarım karanlıkta; Bir daha aynı acıları yaşatamayacaksın bana; Yeni bir hayat; yeni bir gelecek için; Dünya üç nokta (…) ve ünlemlerle (!)dolu; Gerisi boş artık; Ya üç nokta (…) olup sonun hazin olacak; Ya ünlem(!) olup sen bile anlamayacaksın kendini Sen sen ol her zaman noktayı koyan sen ol… |
kutlarım çok güzel bir çalışma.