Kopuk Bir Didim Akşamı
Sen mülteci şafaklara yol aldığın gün
Ülkemizde güneş battı sevgili Ben hala o karanlık ülkede Derin karanlığın koynunda seni bekliyorum Şiirler yazıyorum,kitaplar okuyorum Şarkılar söylüyorum senden bir hayli bahseden Küfrediyorum bazen yol aldığın mülteci kadere Sonra gömmek istiyorum kendimi karanlık maviliğe İçiyorum sonra Sonra sızıyorum kumsalda Bir simitçi çocuk ya da bir şarapçı cesedimi bulsun diye dua ediyorum Sonra aldatıyorum seni bir kevaşeyle Sonra üzerine kusup tekmeliyorum onu Sonra üşüyorum ,yakamoz başımı döndürüyor sonra Bazen arkadaşlar zorla götürüyor kafa dağıtmaya Kumsalda gitar çalıyoruz, bağırıyoruz sen sen sen diye ‘’Düşündürdü beni yine gözlerin her bakışı içimde ateş olur Gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Gözlerinin esiriyim el insaf eyle bir bak yollarına düştüm senin saçıma bir buse tak’’ Harmanlıyoruz gözlerini hatırlatan şarkıları Bir tutam da cıgara sardık mı kısa samsuna Baktığım her yer sen doluyor sonra Gözlerim buğulanıyor, sonra gözlerin düşüyor aklıma Siluetin beliriyor gözlerimde, gözlerinle konuşuyorum bir müddet sonra Histeri nöbetine tutuluyorum, gözlerim kanıyor o an Neslihan selpakla gözlerimi siliyor Başımı omzuna yaslayıp uzun uzun ağlıyorum Seni seviyorum diyorum Neslihan’a Sonra ona da küfrediyorum bir ölüyü nasıl seversin diye Sonra özür diliyorum ondan Sonra kısır döngüye dönüşüyor bu sövgüler ve özürler bütün yaz Sonra eve gidiyorum annem kızıyor yine gözlerini kanatmışsın onun yüzünden diye Baskı yapıyor Neslihan’ı sev diye Seneye İngilizce öğretmeni olacak geleceği parlak senin için çok üzülüyor Seni Seviyor Kafa üteliyip duruyor Sonra bu ütüleyişler de kısır döngüye dönüşüyor bütün yaz Sonra defolup gidesim geliyor güneş ülkeden Kuşadısı’na gidiyorum vapurla bazen de bodruma İçinde sen olmayan çok çirkin fotoğraflar çekiyorum bol bol Kardeşim kamerayla kayıt yapıyor Sırıtıyorum, mutlu taklidi yapıyorum Küfrediyorum sonra senin içinde olmadığın videolara Sonra fotoğraflarına bakıp 3 ölçek ağlıyorum aç karna En çok Yeşilçam’da çekilmiş fotoğrafımıza ağlıyorum Kırmızı eldivenlerin ve atkınla çekindiğin fotoğrafa Sonra Yeşilçam’dan çıkıp Beyoğlu’nun arka sokaklarına gitmek istiyorum Bir esrarkeşe ya da tinerciye küfredip kendimi bıçaklatmak istiyorum sonra Sonra boğaz köprüsüne çıkıp onu buraya getirin diye bağırmak istiyorum Köprüden inip Rumeli Hisarı’nda Sezen dinlemek istiyorum seninle el ele Sonra Sezen eşliğinde ellerinde ölmek istiyorum kan kaybından Hırslanıyorum tekrar sonra İçinde sen olmayan bir gelecek hayal etmeye çalışıyorum Şirinyer’i, Asude’mi düşlüyorum Sonra tanrıya bi küfür savuruyorum Neden geleceği görme yetisi vermedin kullarına diye Neden sonu olmayan bir aşka hapsettin beni diye Sonra tekrar dua ediyorum bir kızım olsun die Annesi kim olursa olsun Bir kızım olsun diye |