I. Kocayanlar; ilklere de, sonlara da tanıktır ne ağam, ne paşamdır hecesi, toprak koktukça nefesi. Gündüz gecedir artık ve geceyıldızlanır, gönül bağlarında. Ve şimdiki zaman, gece olduğu için ve dünya, karanlığını çökerttiğinden daha sıkkın, daha küçük kalıveriyor içim.
II. vakitler, topraklanıyor yürekte sıla kokulu yerden, aşkın rüzgârı estikçe sessizlikler çöküyor kaypak bakışlar, geçtikçe hatıralardan tebessümler, dudak üstü içimde çalkalanıyordu, bir bir kahırlar kainatı kaplıyor, tüm cüssesiyle zebani Düşte gör, dostunu ve Hınzırlıklar sararken, yürek çekiyor iflası ruha sinen afyonlar, zalimlerin el kiri kuzeyi, doğusu, güney ve batısı sarılmışlar çamurlara ve ağlarlar bir bir sokarlar cehennem var’ı yakmaları.
III. aktıkça ruhumuza, bir zifir gibi şaşkın bakışlarımızın altında, kalan hayallere kendi öz mecrası mı kalır, taşkında coştukça belkiler kovalar durur, heyhat tutuşur hakikatlere belkiler büyürler, sığ dağların arasında akar darboğazlara, seğirten bir boğa gibi yalanlar yılanlara dolanır, her acısıyla yediveren güllerinde, dinmez ki gözyaşı durmadan akar. Ve kocaman açılır, fal taşı bakışlar kıp kırmızı ve sisli ve saplanır hainlik, bir kanlı hançer misali.
IV. haşlanan duygularımız, lime lime Ve bu sondur kim bilir; daha neler gelecek, başımıza kan deryasına, dönerek bir bir trenlerden, yükselecek ağıtlar kirlenecek köylümün baharı şehirlerinin, diz boyu rezilliklerinin eliyle hazan düştükçe, gönüllerin has pınarına söneceksin Düşün de dur artık kaynakları ve yolları düşman elinde, kalınca tüm şehirlerin
V. Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu ne kadar da, zalimler birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden gide duruyor değerler yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda? geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kainatı kaplıyor, tüm cüssesiyle zebani şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kainatı kaplıyor, tüm cüssesiyle zebani şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır "
Bu Vatan Kimin?
Bu vatan toprağın kara bağrında Sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir...
Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu ne kadar da, zalimler birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden gide duruyor değerler yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda? geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
sayın arkadaşım.şiirin korku,ümitsizlik,hasret veözlemle dolu lirik bir serbest vezin şiirdi. dünyadaki insanların eski insanlar gibi olmadığını,herkesin menfaat peşinde olduğunu anlatmışsın.sılanı,toprak kokusunu özlemişsin.kahırların ve kaypak insanların senin canını iyice sıkmış.bütün bunlar sanki dünyayı kaplamış.hele çaresiz kalda bir gör dostluğu diyorsun.artık herşey dayanılamayacak hale gelmiş.etrafımız yalan,fesat,fitne,değişik değişik çamurlarla çevrilmiş.yalanlar yılan gibi etrafı sarmışlar.hainlik kol boyu.bütün duygular körelmiş,herkeste gelecek endişesivar.allah korusun etrafı düşman etrafımızı saracak olsa vay halimize diyorsun arkadaşım,bu cesareti Türke kimse gösteremez.biz kendi kendimizin efendisiyiz .bize kölellik yakışmaz.herkes onların nekadar zalim olduğunu biliyor.çok güzel bir şiirdi arkadaşım.allaha emanet ol.selamlar.
Eğer herkes dost sandığı kimselerin bir de kendi arkasından söylemiş olduklarını duysaydı, dünyada pek az dost kalırdı.
Atasözü : dost sanma şanlı vaktinde dost olanı, dost bil gamlı vaktinde elinden tutanı...
"Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır "
Bu Vatan Kimin?
Bu vatan toprağın kara bağrında Sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir...
Üstadım tebrikler düşündükçe düşünülecek yorumlamaya güç yetmeyecek kadar manidar bir eser susup alkışlıyorum degerli kalemi selam ve dualarla sayğılar
aktıkça ruhumuza, bir zifir gibi şaşkın bakışlarımızın altında, kalan hayallere kendi öz mecrası mı kalır, taşkında coştukça belkiler kovalar durur, heyhat tutuşur hakikatlere belkiler büyürler, sığ dağların arasında akar darboğazlara, seğirten bir boğa gibi yalanlar yılanlara dolanır, her acısıyla yediveren güllerinde, dinmez ki gözyaşı durmadan akar. Ve kocaman açılır, fal taşı bakışlar kıp kırmızı ve sisli ve saplanır hainlik, bir kanlı hançer misali.
IV. haşlanan duygularımız, lime lime Ve bu sondur kim bilir; daha neler gelecek, başımıza kan deryasına, dönerek bir bir trenlerden, yükselecek ağıtlar kirlenecek köylümün baharı şehirlerinin, diz boyu rezilliklerinin eliyle hazan düştükçe, gönüllerin has pınarına söneceksin Düşün de dur artık kaynakları ve yolları düşman elinde, kalınca tüm şehirlerin
V. Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu ne kadar da, zalimler birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden gide duruyor değerler yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda? geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
Anlam yüklü güzel eseri yazan yüreğe ve kaleme sağlık üstadım Çok beğeni ile okudum Yüreğin ve kalemin hiç susmasın Saygılar selamlar
I. Kocayanlar; ilklere de, sonlara da tanıktır ne ağam, ne paşamdır hecesi, toprak koktukça nefesi. Gündüz gecedir artık ve gece yıldızlanır, gönül bağlarında. Ve şimdiki zaman, gece olduğu için ve dünya, karanlığını çökerttiğinden daha sıkkın, daha küçük kalıveriyor içim.
II. vakitler, topraklanıyor yürekte sıla kokulu yerden, aşkın rüzgârı estikçe sessizlikler çöküyor kaypak bakışlar, geçtikçe hatıralardan tebessümler, dudak üstü içimde çalkalanıyordu, bir bir kahırlar kainatı kaplıyor, tüm cüssesiyle zebani Düşte gör, dostunu ve Hınzırlıklar sararken, yürek çekiyor iflası ruha sinen afyonlar, zalimlerin el kiri kuzeyi, doğusu, güney ve batısı sarılmışlar çamurlara ve ağlarlar bir bir sokarlar cehennem var’ı yakmaları.
III. aktıkça ruhumuza, bir zifir gibi şaşkın bakışlarımızın altında, kalan hayallere kendi öz mecrası mı kalır, taşkında coştukça belkiler kovalar durur, heyhat tutuşur hakikatlere belkiler büyürler, sığ dağların arasında akar darboğazlara, seğirten bir boğa gibi yalanlar yılanlara dolanır, her acısıyla yediveren güllerinde, dinmez ki gözyaşı durmadan akar. Ve kocaman açılır, fal taşı bakışlar kıp kırmızı ve sisli ve saplanır hainlik, bir kanlı hançer misali.
IV. haşlanan duygularımız, lime lime Ve bu sondur kim bilir; daha neler gelecek, başımıza kan deryasına, dönerek bir bir trenlerden, yükselecek ağıtlar kirlenecek köylümün baharı şehirlerinin, diz boyu rezilliklerinin eliyle hazan düştükçe, gönüllerin has pınarına söneceksin Düşün de dur artık kaynakları ve yolları düşman elinde, kalınca tüm şehirlerin
V. Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu ne kadar da, zalimler birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden gide duruyor değerler yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda? geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
IV. haşlanan duygularımız, lime lime Ve bu sondur kim bilir; daha neler gelecek, başımıza kan deryasına, dönerek bir bir trenlerden, yükselecek ağıtlar kirlenecek köylümün baharı şehirlerinin, diz boyu rezilliklerinin eliyle hazan düştükçe, gönüllerin has pınarına söneceksin Düşün de dur artık kaynakları ve yolları düşman elinde, kalınca tüm şehirlerin
V. Kim bilir ki; onların ne kadar, tehlikeli olduğunu ne kadar da, zalimler birçoğunun ne olduğunu, bile bilmeden gide duruyor değerler yalnızlıklar sarar; boynu büküklüğü, hüzünler dans ederken ırgatlık yakışır mı, kendi öz yurdunda? geçer bir marşandiz gibi, tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
Bugünkü ortamı çok güzel yazmışsınız kutluyorum kaleminize sağlık selamlar............
Bilinmeze doğru yol alıyor bu büyük gemi, Bakalım zamanında Renk verecek mi bu hayatın demi. Yüreğine sağlık Azap Ustam. Kimbilir daha neler göreceğiz, Kat kat omuş sorunları alıp düreceğiz. Saygılarımla ...
ÜSTADIM; İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ORTAMI NE KADAR ETKİLİ BİR ŞEKİLDE İZAH ETMİŞSİNİZ DİZELERİNİZDE. GÖNÜL SESİNİZ VE YAZMA ŞEVKİNİZ HİÇ EKSİLMESİN. SAYGILARIMLA...
geçer bir marşandiz gibi tüm hızıyla üstünden ıssız dağlarda bir bir cılız ateşler yanıyorken…
dizboyu tezatlıklar.... iki ayrı denklem gibi, ne yapılması isteniyor ama neler görüyoruz ...derin konular, kanayan yaralar var ülkemizde; nasılda es geçilip üzeri sıvanıyor...mana dolu dizelerinizi kutlarım hocam sağolun
hocam iyiki varsınız kaleminiz kılıç gibi keskin ve özgür memleketin kanayan yaralarını yazıyorsunuz ama anlamak istemeyenler üç maymunu (görmedim, duymadım, bilmiyorum) oynamaya devam ediyorlar
yüreginize saglık kaleminiz daim olsun saglıkla kalın
üstadım Ülkemizin son zamanlarının resmini çizmişsiniz şiirde. ders veren mısralarda acı hallerimiz anlatılmış. Medeniyet diye sarıldığımız ve gelecek nesillerimizin esaret zincirlerinin nasıl örüldüğü maalesef günümüzde derinden derine işlemekte. Gün gelecek küresel sermayenin kıskacında çocuklarımız,kendi ülkelerinde ırgat olayı bile mumla arayacaklardır.Şimdiden aramaya başladılar. çocuğu olanlar bilirler.İş arayan gençlerimizin başvurduğu şirketlerin çoğu yabancıların elinde.İki gün önce Vatan gazetesinde bir başlık; Ekonomimizin yüzde altmışı yabancıların elinde... Başka söze gerek varmı üstadım.Halkımız İslama doğru dolu dizgin koşarken bir yandanda Siyonist,mason sermayenin kıskacına düşmekte. Bu tezatı anlayacak ilim irfan kalmadı insanlarda.uyutuldu DİN eliyle. Mevlam akıl fikir versin. Güzel eseri yürekten tebrik ederim.
Bu memleketin evatları daima zor günlerde neyi var neyi yoksa toplumun genel yararına sunmuş, en acı zehirleri içmiş ama geniş günlerde maalesef unutulmuş, bir kenara atılmıştır ağabeyim; slogan üç beş cümle ile sözde gönlü okşanmış ama hepsi o kadar; şimdilerde de bir iletişim aldatmacası pragmatist zihniyetlerce başlatılmış, sanki mal satan kurnaz tüccarlar gibi reklam sunumu yaparlar, halkı, insanlarımızı açlığa, sefalete, köleliğe razı ederken... Ne diyelim uyuyanlar uyanmadıkça, hatta uyanmak istemedikçe onlar neden uyandırsın ki... Şiir üstünde çokça kafa yorularak okunduğunda ne kadar manidar olduğu anlaşılacak bir belge niteliğindeydi .. Kalibi selam ve saygılarımı yolladım...
USTA KALEME SAYGILARIMLA..