Goethe'nin Marienbad Ağıdı'ndan
Artık ne bekleyebilirim, yeniden
Buluşsam da o gonca çiçekten Cennet ve cehennem seni bekliyor Duygular kararsızlık dalgalarında sarsılırken, Bitsin bu kuşkular artık! İşte gök kapında Kaldırıyor yerden seni kollarıyla İşte cennete kabul edildin, keşke Değer olsaydın sonsuz güzel hayata Artık ne istek, ne umut, ne tutku kaldı Burasıydı yöneldiğin içten çabalarla Karşında görünce eşsiz güzelliği Yanık gözyaşlarının kaynağı tükendi Gün nasıl da hızla çarptı kanatlarını Zamanı önüne katıp sürer gibi Akşamki öpücük bir mühür dudaklarda Yarınki güneşin de aynen göreceği Sakin bir yürüyüşteydi zaman, Kız kardeşler gibi, benzer ve benzemeyen Son öpücüğün nasıl da tatlı kıyıcılığı Kesiveriyor aşkın kusursuz örgüsünü Şimdi acele, tedirgin koşan, sakınıp eşiğinden Ardından alevler içinde bir melek geliyor gibi Göz, karanlık yola yorgun bakıyor Dönüp baktı: Kapı kilitli duruyor Şimdi kendine bile kilitli olan bu gönül Sanki hiç açılmamış, mutluluk saatlerini Gökteki bütün yıldızlarla yarışarak Onun yanında hiç yaşamamış gibi Usanmış, utanmış, bungun, hüzünlü Karanlıklar içinde soluksuz gönlü Bu dünyadan geride ne kaldı? Sarp kayalar Kutsal gölgelerle taçlandırılmadı mı? Ürünler olgunlaşmadı mı? Yeşillikler canlı, Irmak ve otlaklar boyunca uzanmıyor mu? Ve yeryüzü ötesinin büyüklüğü Biçimli ve biçimsiz kubbelenmiyor mu? Nasıl da aydınlık ve kırılgan, hafif ve ince Ciddi bulutlar korosundan altı kanatlı melek Tıpkı o, yukarıdaki mavi gök Buhar gibi karışıveren maviliğe Böylece gördün danslar içinde sevinçli O, sevgililer sevgilisini. Yalnızca birkaç dakika izin sana Onun yerine bir hayli tutup bırakmaya Yüreğine geri dön, daha kolay bulabilirsin orda Değişen biçimlere oynarken onu. Pek çok resim giderek oluşturuyor birini Böyle binlerce kez ve hep hep sevgili Kapılarda bekliyordu, karşılar gibi Adım adım mutlu etti beni Bir daha koştu son öpücükten sonra Bir son daha kondurmaya dudaklarıma Nasılda canlı şimdi anısı İçimde alevden harflerle yazılı. O gönül ki, yüksek surlar yaptırmış İçinde korumak için kendini ve sevdiğini Onun yerine de sevinç duyuyor bu aşktan Yalnızca ona açınca kapılarını tanıyor kendini Böylece kendi sınırları içinde daha özgür Ve yalnızca ona teşekkür için atıyor yüreği Sevme gücü ve gereksinim Karşılıklı sevgiyle yok edildi Sevinçli tasarılar için umudun neşesi Karar ve eylem için hemen bulundu Aşk bir heyecansa seven için, Ben en hoş örneğiyim bunun. Beni böyle kılan onun varlığı! Nasıl bunaltıcı Bir korku akıl ve beden üstünde, istenmeyen ağırlık: Tüyler ürpertici hayaller dolu Yürek boşluğunun ıssızlığında. Şimdi eşikte umudun bilinen şafağı Işıyor güneşin yumuşak aydınlığında. Tanrı’nın verdiği huzuru bu evrende Akıldan çok mutluluk veren - okuduğumuza göre - Karşılaştırıyorum aşkın huzuruyla, Sonsuzca sevdiğin yanındaysa bu dünyada Gönül rahatlar, bozamaz hiçbir şey o derinde Duran anlamı, o anlam ait olmaktır sevdiğine... |