SUNU
Sen, kurtaramadığım insan
Dinle beni. Anlamaya çalış bu yalın sözleri, başka türlüsünü söyleyemediğim için. Yemin ederim ki, söz büyücülüğü yok bende. Bir bulut ya da ağaç gibi sesleniyorum sana. Bana güç veren şey, ölümcül bir darbeydi senin için. Birbirine karıştırdın kapanan bir çağla yeni bir çağın başlangıcını, Nefretin esiniyle lirik güzelliği, Gözü kararmış güçlü usta işi biçimi. Sığ Leh ırmaklarının koyağı işte burası. Ve koca bir köprü uzanıyor Beyaz sislere. Parçalanmış bir kent bu Ve ben seninle konuşurken Martı çığlıklarını savuruyor mezarına rüzgâr. Şiir nedir ki, ulusları ve insanları Kurtaramıyorsa eğer? Resmî yalanlarla dolu bir suç ortaklığı, Biraz sonra boyunları vurulacak sarhoşların söylediği bir türkü, Lisesi toy kızların okuma ödevleri. Bilmeden iyi şiiri aramış olmam, Şiirin tek amacını, biraz geç, anlamış olmam, Bunda, yalnız bunda görüyorum kurtuluşumu. Eskiden darı ya da gelincik tohumu serperlerdi mezarlara Kuş kılığında dönecek ölüleri beslemek için. Buraya bu kitabı bırakıyorum bir zamanlar yaşamış olan sana Bizi bir daha aramayasın diye. |