Hose Marya Palasyo'ya
Palasyo, iyi dost,
giydirmede mi bahar nehir kavaklarının dallarını ve yolları? Bozkırında yüce Duero’nun, gecikir Bahar, ama ne güzel, ne tatlıdır vardığında!… Yeni yaprakları var mı yaşlı karaağaçların? henüz çıplak kalmışlardır, akasyalar ve karlıdır tepeleri sıradağların. Monkayo’nun yücesi, ah, beyaz ve gül rengi, orada, Aragon göğünde, ne güzel! Çiçek açmış böğürtlenler var mıdır gri kayalar arasında, ve beyaz papatyalar, zarif yeşilliklerde? Varayazacaklardı leylekler o çan kulesi için. Buğday tarlaları olacak, yeşil, ve koyu renkli katırlar, ekin zamanı, ve gecikmişe benzeyen çiftçiler nisan yağmurlarıyla. Şimdi arılar özünü alacak kekiğin ve biberiyenin. Çiçeklendi mi erik ağacı? Kaldı mı menekşeler? Gizli avcılar, tuzak düdüğü keklikler için, uzun pelerinler altında, ıskalamayacaklar. Palasyo, iyi dost, kıyıdalar mı şimdi bülbüller? İlk süsenlerle meyve bahçelerinin ilk gülleriyle, bir mavi akşam, Espino’ya çık, senin toprağının olduğu yüce Espino’ya… |