BİLGİSAYAR
Jean Ghata’ya
Tıraş bıçakları ikiye bölüyorlar sözcüklerimizi. Kimin ağzından çıkıyoruz? Evren, şafağın sislerinde yitmiş bir Boeing. Hiçbir şeyi sevmiyoruz bilgisayar çağında. Yıldızların gebeliğini öngörmek yeterli. Kapak mankeni kızlar geveze şairlere randevu vermiyorlar artık. Anlamak isteyenler dom dom kurşunu yiyecekler karınlarına. Ruh, çok pahalı bir köpek: sandviç atılsın kendisine! Özlem mühürlenmiş. Kuşkunun onuruna sıkıntımızdan daha uzun metrajlı bir film çevireceğiz. Kim boşaltacak karşılıksız gözlerimizi bir banka gibi? Kutsal dağ hapını içiyor ve hiç gebe kalmayacak. |
Dokunmatik sevgide kalmış parmak uçlarında ölü sinir uçları.
Bilgisayarda düş yükünü yitirmiş kasvetli odasında adam.
Yukarıda kentsel stres seviyeleri toplu konut bakiyeleri,
Plastik ruh giydirilmiş saksıda renkli Çin çiçekleri.
Sana yakın olana iyi bak o şimdi kaybolacak.
Küçücük bir yumru yeşert atamdan sakladığım tohumdan.
Bak Ekim yağmuru altın yapraklar pencerende sonbahar
Eski mavi gökte umutsuz Güneş cam yangını şiirsel söyleşin
Karşıki mor dağdan esen yel çiçekli perdelerde sallanır.
Çitli bahçen kuşlarda şarkılı ağaçlar cıvıl cıvıl …
Dokunmatik ellerini çek aklından yüreğin sinirlerine can versin.
Hadi yüzüne bir gülücük koymak için çimlere kıvrıl.
O zümrüt gözlerin görsün, mavilikler topluyorum göklerden ruhuna seresin,
hOça 2015