Yazı yazdım gözlerinin buzuna
Değme sakın gözlerimin rengine
Değdiğinde sürülüyor sevdiğim Yine sabır diyeceksen bu sene Gönül hasta yoruluyor sevdiğim Tel tel çile süzülüyor saçımdan Sanki canım çekiliyor içimden Kervan bile kaçar oldu göçümden Ölsem acım diriliyor sevdiğim Gece olur hicrân girer düşüme Ben kaçtıkça felek düşer peşime Ayrılıktan azık yaptım dişime Dudaklarım yarılıyor sevdiğim Sıra dağlar ümidini kesti gel Son köyümde fırtınalar esti gel Saz yoruldu mızrap teli kesti gel Türkülerim darılıyor sevdiğim Yazı yazdım gözlerinin buzuna Ne söylesem bilmem gönül kuzuna Düş yatırdım ayağının tozuna Gördüklerim kırılıyor sevdiğim Gelir diye yoluna gül döktüğüm Gelmeyince kadırgalar söktüğüm Yetmedi mi baş aşağı çöktüğüm Kalbe zincir örülüyor sevdiğim Gün dolandı ay yerinden düştü gel Hançer ile hançeremi deşti gel Söz tutuştu güz tutuştu pişti gel Yıldızlardan görülüyor sevdiğim Nasıl desem dertlerimi birine Makberî’nin ateş düştü terine Sen gelmedin gayrı senin yerine Kefen bezi sarılıyor sevdiğim ________ Makberî |
Tadı damakta kalan bir güzelliği var.
Su gibi içtim Elhandülillah...
Allah gönül bereketi versin.
saygımla..