NUR YÜZLÜ GÜZEL...
Telefonum çaldı bu sefer acılıydı çalışı
Ötedeki ses acil kan lâzım diyordu Hiç düşünmeden gurubunu sordum A Rh+ denildi Oysa benim kanım uymuyordu Sonra aklıma takıldı nedir diye hastalığı Dünyada 213 kişide olan bir hastalıkmış Sarmış gencecik bir yüreği hiç aldırmadan Çıktım derin düşüncelerle bildik tandık kim varsa Sordum kan gurubunu uyumlu olanı alıp gittim Akdeniz üniversitesine Yeterli kanın bulunduğunu söylediler Kimdi bu neydi neciydi bay mıydı bayan mıydı ama sonuçta insandı... Merak edip görmek diledim Sonra o insan o can için neler yapabilrim diye beynimi yordum Bilirim hastahane koğuşlarının ne denli soğuk ve acılı olduğunu Odanın kapısını çalıp içeri girdiğimde Yatağında doğrulmaya çaba gösteren bir güzel gördüm Nurluydu yüzü bakışlarında bir merhamet beklentisi vardı Bir umut mu geldi diye haykırıyordu gözleri İçİme hançerler saplandı yüreğim ayaklarımın altında eziliyordu Çaresiz ve hiçbir şey yapamamanın sancısı beynime kurşun sıkıyordu O kadar güzel bakan bir çift göz aniden bir kaç damla döktü Oysa yüzünde tebessüm varken dökülen bu yaşlar Benliğime ağır bir maden ocağı gibi yıkıldı Sessizliğe boğuldum yutkundum olmadı sağa baktım olmadı sola baktım olmadı Çaresizce içerime döktüm yaşlarımı Bir muamma olan bu hayatın acıları bu kadar deşifre etmesi Yakmıştı sol yanımı dilim lâl gözlerim sönük mum alevi oldu Çaresizlik o anda sarmıştı benliğimi Yarım yamalak bir sesle nasılsınız kelimesi döküldü dilimden Ben yaşamıyordum o an sanki başka bir boyuta taşındım O yaşamın doruklarında olmayı hayal eden O yaşamın ona bir şans daha getirmesini diliyor gibiydi Soramadım hastalığını sizi iyi gördüm Allah’ın izniyle daha iyi olacaksınız dedim Bir gülümseme düştü yine nur yüzüne inşallah umudumu hiç yitirmedim dediği vakit Orda bende yeniden ipler koptu Yarab bu nasıl bir tevekkül Bu acının sancının içinde ne de güzel kelimeler dökülür dudaklarından Ziyaretin makbul olanı kısa olanıdır diyerek hüznümü ordan toplayarak çıktım Yutkundum yutkunduğum tükürüğüm değildi taşlar boğazımı yırtarak aşağı indi Dışarı çıktım odadan bir şeyler olmalı bir çare bulunmalı dedim Oysa sadece tek çare vardı ALLAH başka çare yoktu bu koğuşun tek sakinine İçerimde alevler yanarken beynim onun o durumunu her dakika bana hatırlatırken Bir kez daha gitmek istedim soğuk olan koğuşa bir nur yüzlüyü konuk eden koğuşa Beni gördüğünde gözlerinin içi daha bir başka güldü doğruldu yeniden Yeter dercesine bir haykırştı sanki Çektim sandalyeyi ve oturdum yanına Çok iyi gördüm seni bu gün çok güzel olmuşsun Maşallah yüzüne nur yağmış Ne olur ALLAH’a sığınmaktan vaz geçme olur mu dedim O hiç vaz geçmedim ki hiç umudumu kesmedim ki dedi Bu sözleri gülen yüzümün gerisindeki benliğimi kocaman bir mezara çevirdi Ben hep buralara senin için gelip gitmeye çalışıcağım Burdan çıktığında söz senin için ben güzel bir çay yapıp birlikte içeceğiz dedim O ben burdan çıktığımda ilk ziyaret edeceğim kişi sen olacaksın deyince O an bir sihirli değneğimin olmasını diledim odanın dışına çıkıp Gözlerimi silmek istedim olmadı başaramdım yalancı bir gülüşle İnşallah bacım dedim Bir müddet böyle konuşmalarımız oldu derinlere inmeden Sonra gitme vaktim olduğunu anladım müsaade diledim Ayağı kalkıp gözlerinin içine baktığımda mutluluğun yıldızlarını gördüm Derinden derine bir mavzer gibi ben burdayım hiç isyan etmiyorum dercesine Başım omuzlarımın arasında kayboldu çıktım odadan Nerden bileceksin ki bu onunla bir kaç günlük son konuşman olacağını Nerden bileceksin bilinmeyen bir derdin onu şuursuzca alıp çalacağını Eve geldiğimde saat gece yarısıydı hüzün keder yüklü Ama katarları olmayan bir vagon gibiydim Gecenin saat ikisine vurduğunda... OFFF DERDO... Acılı telin sesi içerimden bir şeylerin kopmasına neden oldu Konuşan ses beynin üç noktasında kanama olduğunu Beyin kanamasından dolayı küçük beynin öldüğünü Lâkin vucudun diğer fonksiyonlarının normal olduğunu söylüyordu Terler içinde olan benliğim kaskatı kesildi buzlar içinde kalmış gibiydim Nur yüzlü daha seninle üç dört saat önce konuşmuştum Daha seninle sözlerimizi yerine getiremedik ki daha sen beni ziyaret etmedin ki Daha ben sana kandan kırmızı tavşan kanı çay yapmadım ki Neden bu acelen ne acelen var ki burdan göçe hazırlanıyorsun Sabah ezanı okunduğunda halen yüreğim beynim o insana dua ediyordu Kurtulması başarması için avazımın çıktığı kadar haykırmak geliyor içimden Yapamıyordum sukunluğumu bozan tek şey duam oluyordu Sabahın ilk ışıklarında hastahaneye koşmaya başladım Yoğun bakım ünitesi kapalı zindan ne giren var ne çıkan Tek kural orda gecerli mahkumda gardiyanda orda yatan Çaresizlik içinde geri geldim dokuzuncu kattan Bir müddet sonra hastanenin bahçesi tanıdık simalarla dolmaya başladı Onu sevenler bilenler o koca yürek için dökülmüştü oraya Baktığım her gözden yaşlar iniyordu aşağıya Ben kaskatıydım acıların en büyüklerini zaten yaşamıştım Akması gereken pınarlar çoktan kurumuştu bende sessiz ama umut içinde bir bekleyiş Bir ara gencecik bir fidan boyluya takıldı gözlerim O kadar masum o kadar güzeldi ki gözlerinin yeşil olduğunu Göz yaşları dindiği vakit anladım kim bu? kızı Al işte adam olan adamı insan olan yüreği yıkmaya yetecek bir kelime Kızı... Ne acı yüklü bir sahne bu böyle bu hastahane değil Bir sinemanın film çekilen seti mi yoksa bunların tümü birer oyun mu? Kalk Şermin bacı ne olur kalk bırakma bu yeşil gözlü güzelliği Bırakma dönmesin bu hastahane bahçesi bir film setine Kalk ALLAH aşkına daha gitme vaktin dolmamış kalk Rab’bim canı veren sen alacak olan sensin bağışla bu kulunun nefesini Gecem sabaha karşı üçe vurdu bir acılı tel daha yoğun bakımdan İçerim de sanki tüm organlarım halatla bağlanmış gibiydi Tel çalınca halatlar koptu Teldeki ses tomogrofi çekilmeli diyordu Telaş içinde ama orda onu bekleyenleri telaşa vermeden uyandırmaya başladım Hadi dedim bir umut bir ışık yeniden diriliş için Yoğun bakım ünitesi açıldığında nur yüzlü Şermin vardı karşımda Halen öyleydi hatta daha beyaz olmuştu duymasını isterdim sesimi Sonra uzunca bir sedyeli yürüyüşümüz başladı Etrafındaki cihazlar saçının yarısının olmayışına aldırmadan Kalkması yeniden hayata gelmesi için dua etmeye başladım Öte yandan kardeşlerinin döktüğü yaşlar koridoru ıslatmaya başladı Sorsalar sadece bir dileğin var yer yüzünde sadece bir şansın var deseler Tek dileğim olurdu Şermin bacı hayata dönsün ayağı kalksın diye Olmuyor işte dostlar hayat bizim dileklerimizi kabul etmiyor Daha yazmam gereken çok şey var ama onlarda içimde dert olarak kalsın ... _____________________Bir nefes ki kocaman kemik yığınını ve kocaman et ve su kötlesini ayakta tutan ve onun her türlü düşünce hareket davranışını sağlayan ve bir nefes ki Şermin bacı gibi bir nur yüzlüyü yatağa bağlayan dilerim kalkar ve çayımı içmeye gelirsin Şermin bacım .. |
Saygılarımı sunuyorum