3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1084
Okunma

BUNDAN BİR KAÇ AY ÖNCE,AKŞAM VAKTİNDE KALDIRIMDA OTURMUŞ KENDİ DERDİME YANARKEN,YANIMA ÖZÜRLÜ BİR ÇOCUK GELDİ.ONA BİR KOLA ALMAMI İSTEDİ,ALDIM.İÇMEYE BAŞLADI O İÇERKEN HALİNE BAKTIM PERİŞAN DURUMDAYDI.NEYİN VAR DEDİM,YOK BİŞEYİM DEDİ.SOHBET OLSUN DİYE BİR KONU AÇMAK İSTEDİM.EE KARDEŞİM ANLAT DEDİM,HAYAT NASIL GİDİYOR.ABİ DEDİ İNSANLAR ÇOK ŞEREFSİZ OLMUŞLAR DEDİ.NEDEN DEDİM?ANLATMAYA BAŞLADI.
BİR DİLİM EKMEK İÇİN KAPI ÇALDIĞINDA,İNSANLAR EKMEK YERİNE HEP SÖVÜP KOVMUŞLAR,DÖVMÜŞLER.
BU ŞİİRİM O ÇOCUKTAN ESİNLENMİŞTİR İŞTE....
VE DE BİR DİLİM EKMEĞİ BİLE,AÇ BİR İNSANDAN ESİRGEYEN,HALDEN ANLAMAZ MAHLUKLARDAN...
İki lokma ekmek için
Kapılarına vurduğum insanlar
Ekmek yerine
İki sövdüler,iki vurdular.
Sanmasınlar terzileri,
Cep dikecek kefenlerine,
Sığınmasınlar sonra,
Tanrı’nın merhametine.
Bundan sonra,
Dostlarmı el uzatacak bana,
Kırarım.
Onların kurduğu sofradan kalkar,
Kuru ekmekle doyarım.
Şimdi onlar,
O taş kalplerinde vicdan arıyanlar,
Kapkara düşlerini,
Beyaza boyayanlar.
Garibanın feryadını
Kahkahalarıyla boğanlar.
Yeter lan Yeter be,
Yediğimi içtiğimi değil,
Derdimi,Kederimi kusturun bana.
Yeter lan YETER...