(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
RUHUNUN LEHÇESİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
RUHUNUN LEHÇESİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İlk üç dörtlük muhteşem, tek kelimeyle muhteşem... Üçüncü dörtlükte "ince kıyım marul" meselesi fikrimce hiç yakışmamış, şiirin ciddiyetini alıp götürmüş. Dördüncü dörtlük ilk üç dörtlük kadar olmasa da mükemmel. olmuş diyebilirim. Beşinci dörtlükte; "İçim bir hoş ferah damla sakızı" dizesinde, hem bir hoş, hem ferah bence şık durmamış. Yine aynı dizede; dolanır ve dolanı dolanı tekrarları da fikrimce hoş durmuyor. Dolanı dolanı buldum sekizi derken ne demek istendiği anlaşılmıyor. (sırrı bende saklı diyorsanız saygım var, olabilir)
Ve yine çok çok güzel bir dörtlükle şiiri sonlandırmış üstadım.
İlk üç dörtlükte aldığım tadı, çok uzun zamandır hiç bir şiirde almadım desem yeridir.
''Nasıl ve neden kışkırdınız anlamadım.'' Ama ''CEVABINIZ KOMİK'' di. ... Bu iki cümleniz sizi nereye gitseniz yakanızı bırakmıyacak; bakış açınızdaki önemli ipucu ve samimi değilsiniz. Bu kadar hazımsızlık insan sağlığını bozar. Kendinize zarar vermeseniz iyi olur.
Tahrik mi...? Güldürdünüz beni. Eleştirim şiirinizeydi, size değildi. Nasıl ve neden kışkırdınız anlamadım. Ama cevabınız beni anlayışınıza hayran bıraktı. Yani şiirinize eleştiride bulundum diye (ki, eleştirim olumsuzluklar içeriyordu tabi ama kesinlikle kırıcı bir eleştiri değildi) aşık olmamış oluyorum. Dolanı dolanı sekizi bulmanın, ne ifade ettiği belli değil demem size mantıksız geliyor, çünki "Sekizin yine göbeğinden birbirine bağlı ikiz bedensel bir oluşum olduğunu, ne başlangıcı ne bitimi belli olmayan neresinden, hangi noktasından başlasanız ayn yere çıkan bir döngü ifade ettiğini, aşkla devran (evrenin ruhu) daha güzel başka hiç bir sayısal değer anlatamayacağını sonsuzluğu ifade ettiğini" anlamak zorundaymışım, bunu herkes anlayabilirmiş. Ve bunu bu şekilde anlamadım diye aşkı yaşamamış oluyorum, güllere sarılmamış oluyorum. Neyse devam etmeye gerek yok... Şiirinizi tekrar okumama da gerek yok, Şiirinizde muhteşem dörtlükler de vardı, o muhteşemliğe uymayan dörtlükler de vardı. Bu şahsi düşüncelerim. Yanılıyor olabilirim. Ama cevabınız "KOMİK" di.
Sonsuza değin aşk, sonsuzluğun işareti matematikte nedir; yatay bir sekiz gibi mi değil mi? Sekiz yine göbeğinden birbirine bağlı ikiz bedensel bir oluşum değil mi, ne başlangıcı ne bitimi belli olmayan neresinden, hangi noktasından başlasanız ayn yere çıkan bir döngüyü, aşkla devran (evrenin ruhu) daha güzel başka hiç bir sayısal değer anlatamaz bence... Siz hiç güzellerin beline dolanmadınız mı?
Şimdi dönüp bir daha okuyun şiiri belki çok farklı şeyler hissedip düşüneceksiniz...
Siz aşkı yaşamamışsınız; yaşasaydınız bilirdiniz tüm bunların ne anlama geldiğini... Herkesin algısı, yaşayıp hissettiği kadardır.
AŞK İNSAN HAYAT SUNAR!
Damla sakızı çiğneyip da nefes aldığınızda ferahlık duydunuz mu, doğanın temiz kokusu ciğeri nize olunca oksijen sarhoşu olup başınızı döndür mü hiç , dağ başlarının çam kokusu, ciğerinize rüzgârla mis gibi doldumu hiç? Ya da aşkı teninizde ince kıyım sundunuz mu sevdiğinize, ağzınız sulanırken acıyı hissetiniz mi, o acıları, ACIYA KARIŞAN DOYUMSUZ TATKI ZEVKİ bilir misiniz.
Yaşamadan bilemezsiniz... Aslında cevap vermeyecektim ama tahrik ettiniz beni... Teşekkür ederim, saygılar...
Sizi okumaktan onur duyuyorum.
Saygı ve selamlarımla...