Çay Dudağında Niyaz
Zamanı gülleştirir gül kokulu gülüşün.
Nazın işlenir suya renk ve ahenk nakşıyla. Adını yazar demlik gördüğü sırlı düşün. Aydınlanır bakışlar suretinin şavkıyla. Camda ışıldayan sır gözlere ışık olur. Bir zarafet bestesi çalınır içten içe. Bir cerenin elinde bardak ayrı şık olur. Sanırsın suya işli albeni kanaviçe. Erguvanlar açarken su bin bir rüya görür. Ferhat’ın Şirin için dağ deldiği zamanlar, Ayrı bir şevke gelir sular yokuşa yürür. Suyun hâl lisanından ancak Ferhatlar anlar. Camda yağmur damlası gül yaprağında şebnem. Gecenin şerhi midir sehere yansıyan naz. Kurumuş dudaklara bir katre su mu merhem. Demliğin dili lâl mi sükut mu çayda niyaz… Çay dudağında niyaz buğulu ipek düğüm. Sükutu şerh eder su ateşin bağrı yanar. Kelimeler çözülür sonra olur kördüğüm. Bu anı yaşayanlar hazalı nazla anar. Ankara, 04.06.2012 İ.K |
Ne güzel ifade etmissiniz duygularınızı,yürek çoşmuş kalem yazmış,başarılarınızın devamını dilerim,kaleminiz daim olsun,yüreğiniz sevgiyle,yaşantınız huzurla dolsun.
Saygı ve selamlarımla
Bilal YILMAZ