BONCUK BONCUK GÜNAHLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ülkemizdeki çocuk gelinlere çok üzülüyorum. Ne olduklarını bilmeden oraya buraya itiliyorlar...Onlar emekçi,angaryacı,işe yaramaz olarak görülüyorlar...Çocuk makinesi,
beyinsiz, eksik etek,saçı uzun aklı kısa....Öte yandan erkekleri doğuranların kadınlar olduğunu,kadının kanıyla yoğrulduğunu,tüm vasıfların eşit olarak yeni bireye geçtiğini neden anlamak istemiyorlar....Kadını eğitmenin toplumu eğitmek olduğunu bilmiyorlar mı???????
Şişe şişe içti hayatın zehrini,
İçtikçe tatlandı,ağızları sulandırdı. Bölük bölük geldi hayatını çalanlar... Bir masa istedi yanı başına hep yaslanmak için Kırık ta olabilirdi bir bacağı hani.. Masalarsa sandalyeler ittirdi önüne Sahipsiz,pislikle yıkanmış.... Oturanların yok altıncı yedinci hissi... Yüreklerindeki kanda hemoglobin, Alyuvar,akyuvar bilimum enzimler tamam. Eksik olan sevgi.... Düşündükleri, gülleri yakmak, Güneşin ırzına geçmek , Öpüşleri kanatmak.... Bilmem hangi köyden uçurulmuş , Kuyularda boğulmuştu çocukluğu... Şarkı mırıldanırken rengarenk tüten ergenliği Tanımadan bir başka cinsi, Basma elbisesinin sardığı pelür kağıdı vücut Hangi ellerle biçildi, neler dikildi.... Anasının ninnisindeki çocuk , Orta malı şimdi;kalitesiz, biraz da bozuk.. Derisi derinlerine kaçmış,kahkahası bir ölüden ödünç, Gözyaşları oldukça cömert.. Onun dünyası dolap kadar dar, Haykırışı yıldızları sarar, Boncuk boncuk dizdiği günahları Onun değil,başkalarının boynunda parlar.... 6 HAZİRAN 2012 CANAN İŞDAŞ |