İki dağın arasına sıkışmış kır çiçeğim
Ne hayalim nede gerçeğim
Saatler ilerlemiyor durmuş sanki
Hayat zembereğim
Ama yağmuru görmek istiyorum güneşi de

Uzatsam ellerimi tutunacak bir dal yok
Karanlıklar gölgesiyim ışığım kayıp arıyorum
Kilitli kapılar kapanmış hep üzerime
Ne mahkûmum nede hürriyettim, hüviyetim var
Bu diyarlardan ne sular geçti ah ne sular

Hani nerde çocukluğumuz hani nerde
Hayallerimiz düşlerimiz nerde gerçeğimiz
Sancılı akşamların kızıl şafağında
Kayıpken masumluğumuz
Şimdi arıyorum kendimi bir de serseri seni
Ömrümün sonbaharında ilkbaharı da…

Yanağıma süzülen sessiz gözyaşlarımda kimler aktı
Hangi pencelerde kimler kimleri bekledi
Huşu içinde ibadet gibi özledi,
Bazen o hasret ağıtlar gibi yürekler yaktı
Rüzgarda uçuşan saçlarının tel-tel gölgesinde
İnadına bekliyorum ılık nisan yağmurlarını.

Salı, Mayıs 08, 2012
16:28:27



Salı, Mayıs 08, 2012
16:28:27

Filiz Aktaş