Mayıs Başı
Şimdi herşey sevmek fiilini çekiyor
O eşsiz gülleriyle işte mayıs başı Aşk: neşeli, kederli, günücü ve yakıcı Yanık yanık söyletiyor yeşeren ormanları Gövdesine bir dilek kazıdığım ağaçtan Mırıltılar geliyor ve ağaçcık doğaçtan Yaratısı sanarak yineliyor durmadan Geçen güzde göğsüne çizdiğin istenceyi Alaycı alakarganın dalga geçtiği mağara Kaşlarını oynatıp gülümsüyor ormana Hava aşka değin titreşimlerle dolu Öyle göklü ve körpe, seven, mis kokulu Sevdalı yoncalarsa göğe göndermiş onu Ve güneş adım adım dolanırken kubbeyi Esrik çayır kokular döküyor dörtbir yana Öpücükler açıyor dönüp gelen bahara ’Seni seviyorum’ diyen mırıltıyla kırda Safransarı, gökmavi, lal rengi ve erguvan Gölcüklerin üstünde, otlaklarda, koyakta Binbir renkte benekler oluşturuyor orda Kokusunu savurup saklıyor çiçeğini Sanki kırın telaşlı, tatlı iletileri Yaygaracı aşkının yazdırdığı pus’lalar Papyadan bir altlığa izlerini yaymışlar İncecik sesleriyle küçük kuşlar ormanda Şarkıcıklar söylüyor peri kızlarına Tatlı bir sır veriliyor gölgelikte herkese Seviyor ve söylüyor herşey bunu sessizce Sanki yanan güneyde, batıda ve kuzeyde Ve altın ışıklarla günün doğduğu yerde Çiçekli çit, sarmaşık ve şakırdayan pınar Ve tepeler ve gölgeler ve o sonsuz tarlalar Dört rüzgarın düzdüğü bir dörtlük söylüyorlar |