ŞAİRİN ÖLÜMÜ
Ne bir damla gözyaşı, ne yerde yaslı bir mum;
Hazin, loş odalarda ölümü sevmiyorum. Bir çığ sesiyle nasıl inlerse bir uçurum Benim öyle verecek kalbim son nefesini... Titreyen dallarını açıp göklere kadar, Hıçkıracak ney gibi sülün boylu kavaklar, Talihimin göğsümde hapsettiği canavar Derin çıtırtılarla kıracak mahpesini... Ardımda binbir gönül, ıstırabımdan derin, Matemini tutacak bir mukaddes kederin; Ölümün gösterecek dünyaya ölümlerin Hem en şereflisini, hem de en mukaddesini... Gözlerim çektiğimi ifşa etmese bile Kalbimden ayrılınca ruhum gelecek dile: Yüzbin yıllık kâinat hummalı bir vecd ile Dinleyecek ilk defa ıstırabın sesini... Her gün bir parça daha fazla yalçınlaşarak Bir uçurum olunca bana sevdiğim kucak, Fırtınalı göklerden ölümüm andıracak, Yıldırımla vurulmuş kartalın düşmesini... |