Yüz Yıla Mahkum
sende karlı dağların serinliği
sende mayıs rüzgarlarının ılıklığı var sen denizlerimde bir büyük dalgasın ben senin sonsuzluğunda bir kum tanesi sen bir tanyerisin renkli camlar gibi ben her sabah senin şafaklarında uyanıyorum seni kimseler bilmeyecek benden başka kimseler bilemeyecek seni sevdiğimi ona yanıyorum hiç bir şey beni kurtaramaz artık jüri karar verdi suçluyum işte ellerime kelepçe vurdular alıp götürüyorlar beni güneşe ve gökyüzüne son defa bakıyorum zaman bir ateş oluyor yüreğime düşen kendimi kadere ve sana bırakıyorum yüz yıl sana mahkumum ben |