Tükeniş
ne bu tükenmişliğimiz daha dün yenilmemişken
bu bezginliğimiz, eski çağlardan arta kalmış o köhne zaman şimdi yitirdiğimiz mi nerede o sabırlı ellerle gökyüzüne işlediğimiz nakış karanlığımız sönmüşlüğümüzden mi nedendir bizi mıhlayan bu duvarlara hangi söz hangi bakış yorgun bir el açar şarkısızlığımıza perdeleri sallanır yalnızlığında rüzgarın bir ince kamış şimdi o adam var yaşamış çokçasına saçları, sakalları bütün kılları uzamış beklediği ne iyilik ne merhamet tanrıdan perde iniyor artık, bir kıyamet bir alkış. |