UTANÇ YAPILARININ DİKİLDİĞİ YERLERDEoralarda en günahsız doğumların filizlendiği topraklarda tüm zamanlar yoksulluk olduysa yaşamak umuttu yarındı aşktı sevdaydı bir o kadar yaşamak o uğursuz öğlende yanık kokusuydu ölmek toz bulutuydu apansız enkaz dokusuydu canlı cansız saçlar arasında dağıldı el değmemiş küllerle oralarda tüm zamanlar her soluk kendi gerçeğini her yüz en kutsal düşünü yaşarken varlık olmanın - bir takım yüzsüzler türemişti varlıklı olmanın hırsında insanlık onuruyla oynayan - ve o . . . büyük acı ilk kez duyulduğunda çığlıktı rüzgardı fırtınaydı kasırgaydı yıkımdı dipten vuran o kızıl akşamın henüz yaşanmışlığında ansızın yükselen yokluğun başucunda binlerce çürük yapıydı vicdansız hırs binlerce hırsızlık ! binlerce arsızlık ! binlerce hayasızlık ! binlerce utanç ! zaman kanıyordu aşk kanıyordu umut ekmek gelecek kanıyordu karanlık sessizdi kanıyordu şafak çocukların bir daha asla uyanamayacağı aydınlıkta evrensel yaraydı hayatın parmak uçlarında kalmak sonrayı yaşamak kanardı kanıyordu çocuklar orada Edip’ ler Edibe’ ler çilli çilsiz Ali’ ler Ayşe’ ler işte çocuklar oradalar ve artık hiçbir şey için gülmüyor hiçbir şey için ağlamıyorlar Kalbimin üzerindeki uğur böceği için, kalbimden teşekkürlerimle . . . |