Yitik Zamanların İnsanları
Yitik zamanların insanları ,
Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Onların hayalleri vardı, gerçekleşme ihtimali olan, Güzel bir dünya üzerine, Ne zaman umutları kırıldı, kırdılar umutlarını, İşte o zaman bıraktılar hayallerini, Dalgaların dövdüğü yosunlu kıyılara, Kendileri de sürüklendiler hayalleriyle, Ve yitirildiler zamanın bir köşesinde, Yitik zamanların insanları, Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Dostça sevdiler insanları, insanca yaşamayı, Gözlerinde güzelliğin ışığı vardı, Hakkı savundular, hakkı tutup kaldırdılar, Ne zaman hırs ,tutku, gurur geçti her şeyin önüne, Nefis taht kurdu fil dişi kuleye, Ezilince insan onuru ayak altında, Onlarda yitirildiler zamanın bir köşesinde, Yitik zamanların insanları , Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Kuru topraklara düşen yağmur gibi, Fakirin sofrasında aş, Zalimin karşısında mazlumun ahı, Kabul edilmiş bir duaydı, Kalabalığın içinde yalnız kaldığında insan, Vurdumduymaz kalabalık, Yardım dilenen elden kaçtığında, Onlarda yitirildiler zamanın bir köşesinde, Yitik zamanların insanları, Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Göklere saçılmış yıldızlar gibi , Yeryüzünde çoktular , iyiydiler, Kötü azınlıktı, azdı hiçbir şeye gücü yetmezdi, Kötüye atılan kurşun gibi hızlıydılar düşeni kaldırmada, Şimdi tatsız ve kül rengi gökyüzü, tek bir yıldız görünmüyor, Düşmanca gürüldüyor, Kötünün kurşunu arkadan saplanıyor haince, Düşene atılan tekmenin sayısı elle sayılamayınca, Onlarda yitirildiler zamanın bir köşesinde, Yitik zamanların insanları, Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Aydınlık günlerde yaz yağmuruyla açan bir gök kuşağı gibi, Bağ kurarlardı iki diyar arasında, Yüksek bir dağın zirvesinde esen rüzgar gibi, Ferahlatırlardı insan yüreğini, Söyledikleri türkü barıştı, kardeşlikti, Ne zaman puslu dipsiz bir gece çöktü, baykuşlar öttü , Felaket tellalları türedi insanlar arasında, Bir sıkıntı çöktü yüreklere, Yitirdik sevinci, barışı , kardeşliği, Savaş kana boyadı beyaz gülü, Kırmızı güller boyun büktü, bülbüller öldü, Onlarda yitirildiler zamanın bir köşesinde, Yitik zamanların insanları , Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Bilirlerdi insanların bir elin parmakları gibi olduğunu, Severlerdi peygamberlerini, Kulaklarında daha dün gibi yankılanırdı peygamberin vedası, Yaşamın gerçekleri, olması gerekendi , İnsan insaniyetli olduğu kadar insandı, Ne zaman Kabil Habil’i ayrı gördü, Bir el beş parmağını kendinden görmedi, Peygamberin vedası kulaklarda çınlamaz oldu, Yaşamın gerçeği mal, mülk, para … İnsan artık parası olduğu kadar insandı, Onlarda yitirildiler zamanın bir köşesinde Yitik zamanların insanları , Bir zamanlar şimdiki gibi değildiler, Onların hayalleri vardı, gerçekleşme ihtimali olan, Güzel bir dünya üzerine, Ne zaman umutları kırıldı, kırdılar umutlarını, İşte o zaman bıraktılar hayallerini, Dalgaların dövdüğü yosunlu kıyılara, Kendileri de sürüklendiler hayalleriyle, Ve yitirildiler zamanın bir köşesinde, Hamdi Güngör |