SENİ TANIDIĞIMDA
Seni tanıdığımda
Med zamanıydı, kanat alıştırıyordu ay Bakışlarının kardeşi, zümrüt toprak Çaresizliğin sesini tanımlıyordu saatin Sana yakışan da buydu Ve bana, umutsuzca biliyorduk Uzun yağmurlardan sonraydı Seni tanıdığımda Öğle vakti çıkabilirdik kırlara Yeşerebilirdi bileklerimiz, gözlerimizde Çiçekler açabilirdi, kalsak biraz daha Çekirgeler fışkırabilirdi saçlarımızdan kelebekler Sonunda karışıp gidebilirdik otlara ve kuşlara. Apansız bulutlar, ışıklı hüzün çiçekleri Yoldan geçen bir avcının çantasından Dökülür gibiydi sesin Seni tanıdığımda Uzaktaydı kent yasalar, plastik dünya Bilinçli unutkanlıklar uzaktaydı. Yağmurun tanığıydın, şu ellerinle Şimşeği yuvasına zorluyordun Seni tanıdığımda Gülümsüyordun |