GÖK
küpünde dinlenen şarap; yaz göğü
fazla bir şey istemiyoruz, yaşamaktan başka anlamak istiyoruz, ters dönmüş böceği dinlemek istiyoruz, taştaki yosunun türküsünü. geceyle mühürlenmiş mektuplardır, yaşlılar eski ölülerden haber veren, eski şeylerden bakarlar, açık bırakılmış kapınızdan bir at yapmak için ne gerekiyorsa, örneğin kişneme, yele, sağrı, nal - binicisi bilinmez - öyle bakarlar, fazla bir şey istemeden. hep bu saatlerde bir gök geçer üstümüzden nar ağacı nasıl çiçek açar, onu düşünür kadınlar kedi nasıl gerinir, kundağı çözülen bebek nasıl, onu derinliğinde ağustos’un, kımıldar kozasında uyku alınıp götürülmüş oğullarımızın son yüzleri gibi ve kayıp kızlarımızın, belleğimizden silinmeyen bir gök: demire ve geceye bölünmüş. |