Kendime ait bir odakaranlığın ortasında uzanmışım sere serpe öyle eminim ki kendimden dokunulmaz üzerine örttüğüm çatım kırılmaz turuncusu eskiyen örtüm boydan, boya nazire ediyorum gururuma gururum kıs kıs gülüyor olmalı delik deşik kaftan süklüm püklüm ruh kendini ezdirmeyen dik baş kıskandım gelmeyen yazı hakkım var sanıyorum kır bin bir yanını yüreğinin yık yak hadi ne varsa elden gelen kırmızı ateş örtmüşüm tenime karadan karayım ama sırma bulandırdım cismimi her yer ayna her ayna sahtekar unuttum nasıl ağlanır yapıştı bir tebbsüm yanaklarıma sanırsın ayrık otu değil de gül goncası dikensiz minik gülllerin kokusuz sahte yargısı bir oyunun hep ilk tiratı yoralım hadi hayra simsiyah fallardaki yolları bilmez perde inmiş gönül gözüm bulandım kara kışların ilk ısıda eriyecek karlarına uzanmışım kumsala aklımın rotasıyla sür yine yeniden dön dolaş yargılarım ve ölümsüz ezberlerim asmakla olmuyor öldürsen diriliyor yedisinden kalma annemden yadigar bana ait bir odadayım aklım ve yüreğim el ele git git çıkılmıyor etime işlenmişsin benlik sırmalarla silinmiyor... |
aklım ve yüreğim el ele
git git çıkılmıyor
etime işlenmişsin benlik
sırmalarla silinmiyor...
Tebrik ediyorum yazan yüreği .Sevgilerimi bıraktım sayfanıza.