Şehirlerin Dışından
Kalk, arkadaş, gidelim
Dereler yoldaşımız, Dağlar omuzdaşımız. Dünyayı seyredelim, Şehirlerin dışından. Esmerden, sarışından, Kaçalım, kurtulalım Haydi yürü, bulalım, Kat kat çıkmış evlerin, O cam gözlü devlerin Gizlediği alemi Bir tüy gibi yel alsın, Bir dal gibi sel alsın, Bizden, menhus elemi. Attığımız naralar, Yol açsın karanlıkta. Çeksin bizi mağralar, Bir derin ormanlıkta. Öttürüp sert bir ıslık, Yılanları çağralım. Peşinden çığlık çığlık, Çakallara bağralım, Ötelim baykuşlarla. Kızıl akşam üstleri, Hicret eden kuşlarla, Sema, deniz ve yeri, Çepçevre, iklim iklim, Dolaşalım, gezelim Yollar bizden bir izdir, Ne duysak sesimizdir, Ne görsek benzer bize. Hiç şaşmayan bir saat Gibi işler tabiat, Uyarak kalbimize Mevsimler boğum boğum, Zamanın ipliğinde. Başı görünmez doğum, Sonu ölçülmez hayat... Hayvan, nebat ve cemat, Hepsi ilk gençliğinde. Ölen ölür, yıpranmaz; Giden gider, aranmaz. Böyle geçer ömrümüz, Bir gün gelir, ölürüz. Haberimiz olmadan. Ve o zaman, o zaman, Hayat neymiş görürsün Bırak, keyfini sürsün, Şehirlerin, köleler Yeter bizi tuttuğu Tükensin velveleler Kalk arkadaş, gidelim İnsanın unuttuğu Allah’ı zikredelim; Gül ve sümbül hırkamız, Sullar, kuşlar, halkamız... |