AH CEYLAN!..Gökler ağıda başlar, bulutlar ah çekermiş; Ne zaman dökülürse bir ceylanın yaşları… Bahçıvan gönüllere safi keder ekermiş; Ne zaman dile gelse soğuk mezar taşları; Ceylan ürkek, çekingen, ağlarken için için; Bastığı toprak bile duymazmış gezdiğini; Avcı aman dinlemez bir lokma nasip için; Ne bilsin bir kurşunla bin dünya ezdiğini… İşte gez, göz, arpacık demirden mevcudiyet; Karşısında habersiz gezinen nazlı ceylan; Keyfiyet makamında ödeniyor her diyet; Kâh zelzele içinde kâh amansız heyalan… Ha dese kurtulacak namludan ölüm artık… Gözlerden emir bekler el tetiğe uzanmış; Şu hayat romanında eksilen bölüm artık… Tükenen nefesinde sanki zafer kazanmış; Sen yine de umut et kapanırken gözlerin; Sapı kemikten bıçak kemiğine dayansın… Duyulsun gökkubbede çığlık olup sözlerin; Varsın avcılar seni hikâyelerde ansın… “Yine senin namına yazdığım birkaç satır; Döktüğüm her gözyaşı hep seni hatırlatır!..” Ali ALTINLI – 29/05/2012 Saat: 13:06 |