İKİ SEVDA
Bir gönülde iki sevda olamaz
yalan olabilir. Şehrinde soğuk yağmurların gece otel odasında sırtüstü yatıyorum gözlerim tavana dikili bulutlar geçiyor tavandan ıslak asfaltı geçen kamyonlar gibi ağır ve sağda uzakta ak bir yapı yüz katlı belki tepesinde altın iğne parlıyor. Bulutlar geçiyor tavandan karpuz kayıkları gibi güneş yüklü bulutlar Oturmuşum cumbaya yüzüme suların ışığı düşüyor bir ırmak kıyısında mıyım bir deniz kıyısında mı? O tepsideki ne o güllü tepsideki yer çileği mi kara dut mu? Fulya tarlasında mıyım karlı kayın ormanın da mı? Gülüp ağlıyor sevdiğim kadınlar iki dilde Dostlar nasıl bir araya geldiniz? Birbirinizi tanımazsınız. nerde bekliyorsunuz beni? Beyazıt’ ta Çınarlı Kahve’ de mi Gorki parkında mı? Şehrinde soğuk yağmurların gece otel odasında sırtüstü yatıyorum gözlerim yanıyor gözlerim alabildiğine açık bir hava çalındı armonikle başladı utla bitti. İçimde sarmaş dolaş karmakarışıktı büyük uzak iki şehrin hasreti. Fırlamak yataktan koşmak altında yağmurun istasyona koşmak ---- Sür kardeşim Makinist götür beni oraya. --- Nereye? |