HIRRENÂME
(1872’de mizah dergisi Diyojen’de yayınlanan ve Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’yı yeren hicviye)
Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti Yok idi Ni’metinin râhatının hiç adedi Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi Sardı etrafını bin dürlü adular Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Keyfi gelse bıyığın oynatarak mırlar iken Kızdırırsan yüzüne atlayarak hırlar iken Kuyruğu geçse ele dırlanarak hırlar iken Sofrada her kedinin def’ini hazırlar iken Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Keseyi kapsa dökerdi yere hep pâreleri Ciğere işler idi tırnağının yâreleri Koşturur oynar idi kukla gibi fareleri Deliğe sokmaz idi bir gün o âvâreleri Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Ürperir tüyleri bir kerre deyince mırnav Korkudan başlar idi lerzişe bakkal ile manav Saldırırdı âdeme bulmaz ise başka bir av Yüzünü görse köpekler diyemezken hav hav Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi Sokulunca yatağa kovmak ile gitmez idi Okşamakla tokadı tekmeyi farketmez idi Yiyecek görse gözü mırlaması bitmez idi Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi |