saçları taranmamış zeytin tanesi gözlü çocuk
bakma öyle yere
yoksulluğun utancıyla kaldır başını pabuçların eski ve elbisen yırtıksa çalmadan çırpmadan haksızlık etmeden doyurabilmek için günün çilesini yüklemişşin sırtına ve güçün yettiğince taşımaya çalışırken ne olur hüzünle suçluymuş gibi kendine bakma yoksulluğun utancıyla öyle bak zeytin tanesi gözlerin ışıl ışıl ve yanakların taze elma kokusu gibi ya minnacık ellerin vede çelimsiz bacakların senin altında ezilirken hiç sesini çıkarmadan adım adım ilerlemekte ayakların yırtık pabuçlar içinde gölge gibi uzaklaşma kalabalık arasından dur bak yüzüme ve hak ettiğini korkusuzca cesurca iste hayattan en çok sen hak edensin yeter diyerek kendine saygı duy ve ekmeğinin peşindeyken sen namussuzlar korksun utansın saçları taranmamış zeytin tanesi gözlü çocuk |