VAZODA TOZLU GÜLLER
yanılmayan iki el
kapandı birbirinin üzerine gözleri sisli kır, ad kavmi kırık mühürler yılların derin kalıntısından bağışlamasız bir duruş seçti kendine sanki artık hiç bir şey kımıldatamaz içinde küllenen o beyaz pişmanlığı her şeyi sessizliğiyle bütünleyerek geçiyor kullanmadığı günlerin içinden başka ellerin kurduğu bütün saatleri bırakmış tozlu ayrıntıların zulmüne akşamsefaları gibi dalgındı geçen yaz sonu onu görmeye gittiğimde benden öteye bakıyordu benden çoktan geçmiş bakışları bir tek yağmurun sesiyle tanıdık bir şeyler geçiyordu yüzünden bir ölünün anısı kadar belirsiz bir aydınlık nasıl birikmiş içinde bunca süzülmüş acı, nasıl ulaşmış içindeki tedirgin erince kopkoyu bir kötülüğe dönüşmüş onca hayal kırıklığı kayıp kıtalar gibi baktık birbirimize. Tamamen silinmiş aklımdan eski fotoğraflarda buluştuğumuz yer Oraya nereden gidilir şimdi? Oysa karşımda oturuyor O opal lambanın gölgesinde iyi eğitilmiş kötülüğün bütün incelikleriyle Bir de vazoda tozlu güller... |